9789755334462
548896
https://www.merkezkitabevi.com/1989-berlin-duvari
1989 Berlin Duvarı
84.63
1989, “sosyal bilimlerin kara yili“ olarak anilir. Bu yil, Berlin Duvari'nin yikilmasiyla, ardindan Orta ve Dogu Avrupa'daki sosyalist iktidarlarin pes pese devrilmesiyle simgelendi. Sosyal bilimler alaninda hiç kimse bu büyük degisimi önceden göremedi. Nedeni, bu ülkelerin tarihinin eksik bilinmesi, resmi açiklamalarla hayatin gerçeklerinin çelismesiydi. Bu kitap, “sosyalizmin vitrini“ sayilan DAC için bu karisikligi anlasilir kilmayi amaçliyor.
Avrupa'da Soguk Savas, en siddetli haliyle, bölünmüs Almanya'nin iki devleti arasinda yasandi. DAC bütün gücüyle Bati'daki öteki Alman devletine ekonomik olarak yetismeye ve onu geçmeye çalisti. Bir ara bunu basaracak gibiydi, sonra giderek geride kaldi. DAC'da yasanan basarisizlik aslinda yirminci yüzyil sosyalizm tarihinin mikro öyküsüdür.
“Bir kafa ne kadar dogruya dayanabilir, ne denli dogruyu göze alabilir?“ Nietzsche'nin Ecce Homo'daki bu sorusu sanki sosyalizmin tarihi için sorulmus gibidir. DAC'da kitlesel refah döneminin yasanmasinda Federal Almanya Cumhuriyeti'nin kefil olmasiyla Bati bankalarindan alinan kredilerin önemli rol oynadigini biliyor muydunuz? Ya da yikilistan yirmi bes yil önce DAC'da bir ekonomistin, Behrens'in, “Sosyalizmin halen bir ekonomi teorisi yoktur, böyle gidersek çökecegiz.“ dedigini ve görevinden uzaklastirildigini biliyor muydunuz? DAC'da uzun bir dönem parti genel sekreteri olan Ulbricht'in, yaptigi bir konusmada, “Sosyalizm kapitalizmden komünizme geçis dönemi degildir; kendi yasalliklari olan ayri bir toplumsal sistemdir?“ dedigini ve teorinin kutsal metinlerinden ayrildigi için aforoz edilme tehlikesiyle karsilastigini biliyor muydunuz?
Bu kitap sizi bazi dogmalara dokunmaya çagiriyor. Keyfi olarak degil, yasanmis tarihin bilgisi temelinde... O tarihle yüzlesemeyenler, onu objektif olarak degerlendiremeyenler için daha iyi bir gelecek bulunmuyor.
(Arka Kapak)
Avrupa'da Soguk Savas, en siddetli haliyle, bölünmüs Almanya'nin iki devleti arasinda yasandi. DAC bütün gücüyle Bati'daki öteki Alman devletine ekonomik olarak yetismeye ve onu geçmeye çalisti. Bir ara bunu basaracak gibiydi, sonra giderek geride kaldi. DAC'da yasanan basarisizlik aslinda yirminci yüzyil sosyalizm tarihinin mikro öyküsüdür.
“Bir kafa ne kadar dogruya dayanabilir, ne denli dogruyu göze alabilir?“ Nietzsche'nin Ecce Homo'daki bu sorusu sanki sosyalizmin tarihi için sorulmus gibidir. DAC'da kitlesel refah döneminin yasanmasinda Federal Almanya Cumhuriyeti'nin kefil olmasiyla Bati bankalarindan alinan kredilerin önemli rol oynadigini biliyor muydunuz? Ya da yikilistan yirmi bes yil önce DAC'da bir ekonomistin, Behrens'in, “Sosyalizmin halen bir ekonomi teorisi yoktur, böyle gidersek çökecegiz.“ dedigini ve görevinden uzaklastirildigini biliyor muydunuz? DAC'da uzun bir dönem parti genel sekreteri olan Ulbricht'in, yaptigi bir konusmada, “Sosyalizm kapitalizmden komünizme geçis dönemi degildir; kendi yasalliklari olan ayri bir toplumsal sistemdir?“ dedigini ve teorinin kutsal metinlerinden ayrildigi için aforoz edilme tehlikesiyle karsilastigini biliyor muydunuz?
Bu kitap sizi bazi dogmalara dokunmaya çagiriyor. Keyfi olarak degil, yasanmis tarihin bilgisi temelinde... O tarihle yüzlesemeyenler, onu objektif olarak degerlendiremeyenler için daha iyi bir gelecek bulunmuyor.
(Arka Kapak)
1989, “sosyal bilimlerin kara yili“ olarak anilir. Bu yil, Berlin Duvari'nin yikilmasiyla, ardindan Orta ve Dogu Avrupa'daki sosyalist iktidarlarin pes pese devrilmesiyle simgelendi. Sosyal bilimler alaninda hiç kimse bu büyük degisimi önceden göremedi. Nedeni, bu ülkelerin tarihinin eksik bilinmesi, resmi açiklamalarla hayatin gerçeklerinin çelismesiydi. Bu kitap, “sosyalizmin vitrini“ sayilan DAC için bu karisikligi anlasilir kilmayi amaçliyor.
Avrupa'da Soguk Savas, en siddetli haliyle, bölünmüs Almanya'nin iki devleti arasinda yasandi. DAC bütün gücüyle Bati'daki öteki Alman devletine ekonomik olarak yetismeye ve onu geçmeye çalisti. Bir ara bunu basaracak gibiydi, sonra giderek geride kaldi. DAC'da yasanan basarisizlik aslinda yirminci yüzyil sosyalizm tarihinin mikro öyküsüdür.
“Bir kafa ne kadar dogruya dayanabilir, ne denli dogruyu göze alabilir?“ Nietzsche'nin Ecce Homo'daki bu sorusu sanki sosyalizmin tarihi için sorulmus gibidir. DAC'da kitlesel refah döneminin yasanmasinda Federal Almanya Cumhuriyeti'nin kefil olmasiyla Bati bankalarindan alinan kredilerin önemli rol oynadigini biliyor muydunuz? Ya da yikilistan yirmi bes yil önce DAC'da bir ekonomistin, Behrens'in, “Sosyalizmin halen bir ekonomi teorisi yoktur, böyle gidersek çökecegiz.“ dedigini ve görevinden uzaklastirildigini biliyor muydunuz? DAC'da uzun bir dönem parti genel sekreteri olan Ulbricht'in, yaptigi bir konusmada, “Sosyalizm kapitalizmden komünizme geçis dönemi degildir; kendi yasalliklari olan ayri bir toplumsal sistemdir?“ dedigini ve teorinin kutsal metinlerinden ayrildigi için aforoz edilme tehlikesiyle karsilastigini biliyor muydunuz?
Bu kitap sizi bazi dogmalara dokunmaya çagiriyor. Keyfi olarak degil, yasanmis tarihin bilgisi temelinde... O tarihle yüzlesemeyenler, onu objektif olarak degerlendiremeyenler için daha iyi bir gelecek bulunmuyor.
(Arka Kapak)
Avrupa'da Soguk Savas, en siddetli haliyle, bölünmüs Almanya'nin iki devleti arasinda yasandi. DAC bütün gücüyle Bati'daki öteki Alman devletine ekonomik olarak yetismeye ve onu geçmeye çalisti. Bir ara bunu basaracak gibiydi, sonra giderek geride kaldi. DAC'da yasanan basarisizlik aslinda yirminci yüzyil sosyalizm tarihinin mikro öyküsüdür.
“Bir kafa ne kadar dogruya dayanabilir, ne denli dogruyu göze alabilir?“ Nietzsche'nin Ecce Homo'daki bu sorusu sanki sosyalizmin tarihi için sorulmus gibidir. DAC'da kitlesel refah döneminin yasanmasinda Federal Almanya Cumhuriyeti'nin kefil olmasiyla Bati bankalarindan alinan kredilerin önemli rol oynadigini biliyor muydunuz? Ya da yikilistan yirmi bes yil önce DAC'da bir ekonomistin, Behrens'in, “Sosyalizmin halen bir ekonomi teorisi yoktur, böyle gidersek çökecegiz.“ dedigini ve görevinden uzaklastirildigini biliyor muydunuz? DAC'da uzun bir dönem parti genel sekreteri olan Ulbricht'in, yaptigi bir konusmada, “Sosyalizm kapitalizmden komünizme geçis dönemi degildir; kendi yasalliklari olan ayri bir toplumsal sistemdir?“ dedigini ve teorinin kutsal metinlerinden ayrildigi için aforoz edilme tehlikesiyle karsilastigini biliyor muydunuz?
Bu kitap sizi bazi dogmalara dokunmaya çagiriyor. Keyfi olarak degil, yasanmis tarihin bilgisi temelinde... O tarihle yüzlesemeyenler, onu objektif olarak degerlendiremeyenler için daha iyi bir gelecek bulunmuyor.
(Arka Kapak)
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 84,63 | 84,63 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.