Akılcı Duygulanım Davranışçı Terapi

Akilci Duygulanim Davranisçi Terapi (ADDT) (Rasyonel Emotif Davranis Terapisi), diger bütün psikoterapi türlerinden degisik olarak, güçlü felsefi temelleri olan ve yasama bakis açisinda, diger bir deyisle yasam felsefesinde köklü degisiklikler yapilmasini amaçlayan bir psikoterapi biçimidir. Insanlarin islevselliginin üç ana psikolojik boyutu vardir: Bunlar düsünceler, duygular ve davranislardir. Bu üç alan birbiriyle iliski içindedir, birinde olan bir degisiklik çogu zaman diger ikisinde de birtakim degisikliklere yol açar. Dolayisiyla insanlar bir olay hakkinda düsünme biçimlerini degistirirlerse, büyük bir olasilikla bu olay hakkinda ne duyumsadiklarmi ve bu olaya karsi gösterdikleri davranissal tepkilerini de degistirirler. Davranislarimizdaki degisiklikler de benzer bir biçimde düsünme biçimimizde degisikliklere yol açar. Insanlarin duygularinin en önemli belirleyicisi bilis, diger bir deyisle düsüncedir. Yalin bir deyisle "Ne düsünüyorsak onu hissederiz". Bizim kendimizi iyi ya da kötü hissetmemizi belirleyen, olaylar ya da diger insanlar degildir; biz öyle düsündügümüz için öyle hissederiz. Ne olup bitiyorsa bu bizim bilissel dünyamizda olup bitmektedir. Gösterdigimiz duygusal tepkilerin dogrudan sorumlusu bizim algilarimiz, daha dogrusu algilarimiza iliskin kendi degerlendirmelerimizdir. Dünya bir aynadir, ne düsünüyorsak disarida da onu görür, onu yasariz. Ruhsal rahatsizliklarimizin baslica belirleyicisi de islevsel olmayan düsünce biçimimizdir. Istenmedik tepkinin baslica nedeni olan akilci olmayan yerlesik düsünce hemen her zaman, açik ya da örtük bir dayatmadan ("olmazsa olmaz"cihk), korkunç görmeden, insanlari derecelendirmeden ya da katlanamayacagini sanmadan kaynaklaniyordur. Yasadigimiz sikinti, akilci olmayan düsünce biçimimizden kaynaklaniyorsa, yasadigimiz sikintiyla basa çikmanin baslica yolu da düsünce biçimimizi degistirmektir. Belimizi büken, tasidigimiz yük degil, onu nasil tasidigimizdir. ADDT'de danisanin sorunlarim çözümleyebilmesi, kendi içinde, kendi kendine yaptigi konusmalan ayirt edebilmesi, kendine özgü akilci olmayan yerlesik düsünceleri ayiklayabilmesi, diger bir deyisle içgörü kazanmis olmasi ve bunlari akilci düsüncelerle degistirebiliyor olmasi gerekir. Dolayisiyla edindigi yeni davranislar artik bir aliskanlik olmasi gerekir. Genel bir deyisle, olaylara yeni bir bakis açisi getirebilmeyi ögrenmis, yem bir yasam felsefesi benimsemis, olmasi gerekir...