9786059372282
471612
https://www.merkezkitabevi.com/bize-gore-8
Bize Göre
31.85
Bir çeşit ölümden sonra dirilme sırrına mahzar olan Ikdam'ın sanat ve edebiyat sütunlarına bakmak görevini üzerime almış olmaktan utanıyorum. Bu utanç, edebiyatı yüz kızartıcı bir meşgale telakki ettiğimden ileri gelmiyor. Zira bilirim ki İngiliz milleti, Hint mülkünden ziyade Shakespeare ile mağrurdur; bilirim ki Iran, zalim bir güneşin yaktığı kısır topraklar üzerinde olmaktan ziyade, Hâfız-ı Şirazî'nin nazmında, Behzah'ın resimlerinde ve seccadeleri renkli bahçelerinde yaşıyor; bilirim ki İspanya, ne Alphonse'un, ne de Primo de Rivera'nındır? Fakat kızıl karanfili Karmen'in vatanı, ancak El Gerceo ve Cervantes aczini duyduğum okuyucudan utanıyorum.
Gazetecilik mesleği, ticaret halini aldıktan sonra, kendisine müşteri ismi verilmesin daha doğru olan okuyucunun hoşuna gitmek gayretiyle gazeteler, yavaş yavaş sütunlarından fikir'in bütün şekillerini süpürüp attılar. Hareket etmeyen güzel bir vücudu nasıl her taraftan yağ tabakaları kaplarsa, gazeteler de bir taraftan yiyecek ve içecek ilanları, diğer taraftan metni kovan resimlerin istilası altında kaldı. Dünya basınına göz atılınca hükmedilir ki mide ve barsak, dimağdançok daha şerefli birer uzuv derecesine yükselmiştir. Hatta iri göbekli insanların etrafımızda çoğaldığına bakılırsa, birçokların şimdi dimağlarını kemik mahfazasından çıkarıp taşıdıklarına hükmetmek lazım geliyor. Dimağ, haysiyetinden bu kadar kaybettikten sonra, hayati faaliyette insanın filden, karıncadan, leylek veya zürafadan hiçbir farkı kalmıyor.
Allahım! Her zevki tatmin edecek ve ismi yine sanat ve edebiyat olacak olan felsef taşını nasıl bulmalı?
Gazetecilik mesleği, ticaret halini aldıktan sonra, kendisine müşteri ismi verilmesin daha doğru olan okuyucunun hoşuna gitmek gayretiyle gazeteler, yavaş yavaş sütunlarından fikir'in bütün şekillerini süpürüp attılar. Hareket etmeyen güzel bir vücudu nasıl her taraftan yağ tabakaları kaplarsa, gazeteler de bir taraftan yiyecek ve içecek ilanları, diğer taraftan metni kovan resimlerin istilası altında kaldı. Dünya basınına göz atılınca hükmedilir ki mide ve barsak, dimağdançok daha şerefli birer uzuv derecesine yükselmiştir. Hatta iri göbekli insanların etrafımızda çoğaldığına bakılırsa, birçokların şimdi dimağlarını kemik mahfazasından çıkarıp taşıdıklarına hükmetmek lazım geliyor. Dimağ, haysiyetinden bu kadar kaybettikten sonra, hayati faaliyette insanın filden, karıncadan, leylek veya zürafadan hiçbir farkı kalmıyor.
Allahım! Her zevki tatmin edecek ve ismi yine sanat ve edebiyat olacak olan felsef taşını nasıl bulmalı?
Bir çeşit ölümden sonra dirilme sırrına mahzar olan Ikdam'ın sanat ve edebiyat sütunlarına bakmak görevini üzerime almış olmaktan utanıyorum. Bu utanç, edebiyatı yüz kızartıcı bir meşgale telakki ettiğimden ileri gelmiyor. Zira bilirim ki İngiliz milleti, Hint mülkünden ziyade Shakespeare ile mağrurdur; bilirim ki Iran, zalim bir güneşin yaktığı kısır topraklar üzerinde olmaktan ziyade, Hâfız-ı Şirazî'nin nazmında, Behzah'ın resimlerinde ve seccadeleri renkli bahçelerinde yaşıyor; bilirim ki İspanya, ne Alphonse'un, ne de Primo de Rivera'nındır? Fakat kızıl karanfili Karmen'in vatanı, ancak El Gerceo ve Cervantes aczini duyduğum okuyucudan utanıyorum.
Gazetecilik mesleği, ticaret halini aldıktan sonra, kendisine müşteri ismi verilmesin daha doğru olan okuyucunun hoşuna gitmek gayretiyle gazeteler, yavaş yavaş sütunlarından fikir'in bütün şekillerini süpürüp attılar. Hareket etmeyen güzel bir vücudu nasıl her taraftan yağ tabakaları kaplarsa, gazeteler de bir taraftan yiyecek ve içecek ilanları, diğer taraftan metni kovan resimlerin istilası altında kaldı. Dünya basınına göz atılınca hükmedilir ki mide ve barsak, dimağdançok daha şerefli birer uzuv derecesine yükselmiştir. Hatta iri göbekli insanların etrafımızda çoğaldığına bakılırsa, birçokların şimdi dimağlarını kemik mahfazasından çıkarıp taşıdıklarına hükmetmek lazım geliyor. Dimağ, haysiyetinden bu kadar kaybettikten sonra, hayati faaliyette insanın filden, karıncadan, leylek veya zürafadan hiçbir farkı kalmıyor.
Allahım! Her zevki tatmin edecek ve ismi yine sanat ve edebiyat olacak olan felsef taşını nasıl bulmalı?
Gazetecilik mesleği, ticaret halini aldıktan sonra, kendisine müşteri ismi verilmesin daha doğru olan okuyucunun hoşuna gitmek gayretiyle gazeteler, yavaş yavaş sütunlarından fikir'in bütün şekillerini süpürüp attılar. Hareket etmeyen güzel bir vücudu nasıl her taraftan yağ tabakaları kaplarsa, gazeteler de bir taraftan yiyecek ve içecek ilanları, diğer taraftan metni kovan resimlerin istilası altında kaldı. Dünya basınına göz atılınca hükmedilir ki mide ve barsak, dimağdançok daha şerefli birer uzuv derecesine yükselmiştir. Hatta iri göbekli insanların etrafımızda çoğaldığına bakılırsa, birçokların şimdi dimağlarını kemik mahfazasından çıkarıp taşıdıklarına hükmetmek lazım geliyor. Dimağ, haysiyetinden bu kadar kaybettikten sonra, hayati faaliyette insanın filden, karıncadan, leylek veya zürafadan hiçbir farkı kalmıyor.
Allahım! Her zevki tatmin edecek ve ismi yine sanat ve edebiyat olacak olan felsef taşını nasıl bulmalı?
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 31,85 | 31,85 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.