9789755747552
551477
https://www.merkezkitabevi.com/bu-mulk-kimindir
Bu Mülk Kimindir
33.48
Mülkün sâhibi konusunda Kur'ân'da yer alan en çarpici âyetlerden birisi Mü'min Sûresi 16. âyettir. Bu âyetin sonunda, Allah'in kiyâmet gününde huzurunda toplayacagi insânlara “Bu mülk kimindir?” seklinde hitap edecegi anlatilmaktadir. Bu hitap, duyma basîretine sahip olanlar için yasadigimiz âlemde her an yenilenmekte; nefsimiz, dolayisiyla bizim zannettigimiz ve sâhiblendigimiz bedenimizin/varligimizin da aslî sâhibinin Allah oldugu gerçegini bize hatirlatmaktadir.Kur'ân, Allah'in göklerin, yerin ve her ikisi arasindaki varliklarin Rabbi/sâhibi ve yaraticisi oldugunu sürekli vurgular. Bunun irfânî anlami, tüm bu varliklarin Allah'in “tecellî”si oldugu gerçegidir. Öyleyse âleme böyle bir gözle/anlayisla bakan bir kisi, bu âlemin her zerresinden/vechinden kendini “izhâr” eden Allah'in “Bu mülk kimindir?” sözünü “can kulagi” ile duymaktadir. Böyle bir sözü duyanin ise kendisine varlik vermesi, yasadigi mülke “benim” demesi artik mümkün müdür? Göklerin ve yerin mülkiyetinin/egemenliginin yalnizca Allah'in olmasi, bu ikisi arasinda insânin hizmetine verilen her varligin birer emânet oldugu gerçegini de bize hatirlatmaktadir. Bu noktadan bakildiginda Rûh'un tasiyicisi olan beden de diger varliklar içerisinde insâna verilmis en anlamli mülktür. Çünkü Allah'in tasarruf ve tecellîsinin kemâline yalnizca insânin bedeni/mülkü vasita olmaktadir.Allah'in lütfu ile ferdî kiyâmetlerini yasayarak nefsâniyetlerini kendi rûhâniyetlerinde ifnâ/yok edenler sonunda kendilerinin zannettikleri variyetlerinin yani beden mülklerinin kendilerine ait olmadigini yakînen kesfetmislerdir. Artik onlarin cesedinden, nefsinden ve Rûh'undan isleyen Hakk'in fiilleri ve isimleri olmustur.
Mülkün sâhibi konusunda Kur'ân'da yer alan en çarpici âyetlerden birisi Mü'min Sûresi 16. âyettir. Bu âyetin sonunda, Allah'in kiyâmet gününde huzurunda toplayacagi insânlara “Bu mülk kimindir?” seklinde hitap edecegi anlatilmaktadir. Bu hitap, duyma basîretine sahip olanlar için yasadigimiz âlemde her an yenilenmekte; nefsimiz, dolayisiyla bizim zannettigimiz ve sâhiblendigimiz bedenimizin/varligimizin da aslî sâhibinin Allah oldugu gerçegini bize hatirlatmaktadir.Kur'ân, Allah'in göklerin, yerin ve her ikisi arasindaki varliklarin Rabbi/sâhibi ve yaraticisi oldugunu sürekli vurgular. Bunun irfânî anlami, tüm bu varliklarin Allah'in “tecellî”si oldugu gerçegidir. Öyleyse âleme böyle bir gözle/anlayisla bakan bir kisi, bu âlemin her zerresinden/vechinden kendini “izhâr” eden Allah'in “Bu mülk kimindir?” sözünü “can kulagi” ile duymaktadir. Böyle bir sözü duyanin ise kendisine varlik vermesi, yasadigi mülke “benim” demesi artik mümkün müdür? Göklerin ve yerin mülkiyetinin/egemenliginin yalnizca Allah'in olmasi, bu ikisi arasinda insânin hizmetine verilen her varligin birer emânet oldugu gerçegini de bize hatirlatmaktadir. Bu noktadan bakildiginda Rûh'un tasiyicisi olan beden de diger varliklar içerisinde insâna verilmis en anlamli mülktür. Çünkü Allah'in tasarruf ve tecellîsinin kemâline yalnizca insânin bedeni/mülkü vasita olmaktadir.Allah'in lütfu ile ferdî kiyâmetlerini yasayarak nefsâniyetlerini kendi rûhâniyetlerinde ifnâ/yok edenler sonunda kendilerinin zannettikleri variyetlerinin yani beden mülklerinin kendilerine ait olmadigini yakînen kesfetmislerdir. Artik onlarin cesedinden, nefsinden ve Rûh'undan isleyen Hakk'in fiilleri ve isimleri olmustur.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 33,48 | 33,48 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.