9786056259029
446291
https://www.merkezkitabevi.com/ceviribilimin-paradigmalari-ceviri-seckisi
Çeviribilimin Paradigmaları Çeviri Seçkisi
23.40
Bilimsel bir söylemin kuramsal düzlemde yayginlasmasinda, öncelikle söz konusu alanda çalisan bilim insanlarinin yayinlari kuskusuz önemli bir rol oynamaktadir. Gerek kavramsal, gerekse yöntemsel açidan yapilan bilimsel tartismalarda basvurulan kaynaklarin çoklugu ve çesitliligi, arastirmacilara farkli bir yaklasim saglamasi açisindan gereklidir. Günümüzde, fen ve saglik bilimlerinde üretilen yayinlarda kullanilan dilin, uluslararasi anlamda dikkat çekmesi ve yayginlik kazanmasi amaciyla daha çok Ingilizce olmasi, bilinen bir gerçektir. Ancak sosyal bilimlerde üretilen yayinlarda anadilin kullanimi hala egemen biçimde geçerliligini korumaktadir. Bunun nedeni, belki de fen ve saglik bilimlerine oranla sosyal bilimlerde islenen konularin daha çok kaynak kültüre ve anadile bagli olmasidir. Baska bir söyleyisle, sosyal bilimlerdeki yayinlarda kullanilan dilde, geçmis olgu ve anlatimlara bagli olan geleneksel yaklasimin etkisi belirleyici bir rol oynamaktadir. Bilindigi gibi, sosyal bilimlerde ele alinan konular, soyut ve kavramsal bir anlatimi yansittigindan, ele alinan konular ya da öne sürülen savlar en etkin ve ayrintili biçimde ancak anadilde kaynagini bulabilmektedir. Çeviri ile ugrasan insanlarin sikça yasadiklari gibi, her kavramin ya da sözcügün baska bir dilde tam karsiligini bulmak bazen çok güç, bazen de 'olanaksizdir'. Çeviri, yabanci bir dilin sinirlarini asarak kaynak dili bilmeyen insanlar için bu görece 'olanaksizligi' bir anlamda ortadan kaldirmaya çalisan bir araçtir. Bu açidan bakildiginda, "Çeviribiliminin Paradigmalari" adli çalismamizin amaci, çeviribilim konusunda bilimsel bir gelenegin olustugu Almancadaki yayinlari dilimize kazandirmaktir. Kitaptaki çalismalar, çeviribilim konusunda söz sahibi olan ya da bu alanda yogun biçimde ugrasan bilim insanlarin seçkilerinden olusmaktadir. Ancak çevrilen metinler, bu çalismanin sinirlarini çizerken önceden belirlenmediginden, bir anlamda çevirmenlerin seçimini de yansitmaktadir. Dolayisiyla çevrilenler arasinda bazi önemli sayilabilecek kuramcilarin ya da makalelerin bulunmamasi dogal karsilanmalidir. Ancak yine de kaynak dilin Almanca olmasi ve çeviribilim konusunda isim yapmis, çalismalarda basvurulan ya da bu alanin gelismesinde katkisi olmus kuramcilarin/bilim adamlarinin tercih edilmesi çevirilerde temel bir ölçüt olarak kabul görmüstür. Makalelerde içerik açisindan bir bütünlük olmadigindan, baska bir anlatimla, makalelerde çeviriye iliskin farkli konu ve alanlar irdelendiginden kitapta içeriksel bir bölümleme yapilmamistir. Böyle bir çalismanin ortaya çikmis olmasinin Türk okurlari ve bu alanda çalisan insanlar için yararli olacagi kanisindayim. Bu anlamda, çalismanin özellikle Ingilizce disindaki diller için bir ilk ya da örnek olmasi önemlidir. Çeviri yapmak, bir anlamda erek dilde 'yeni' bir metin olusturabilmeyi de gerekli kildigindan, çevrilecek metni anlamak ve onu anlasilir biçimde erek dile aktarabilmek, çevirmenin belli bir birikime ve deneyime sahip olmasina baglidir. Bu da kuskusuz kaynak metinde anlatilan konuya egemen olmayi ve söz konusu alanda uzmanlasmayi gerektirmektedir. Bu baglamda, üzerinde durdugumuz bir baska konu da, bu çalismadaki kaynak metinleri çevirenlerin dogrudan çeviribilimiyle ugrasan arastirmacilardan olusmasidir. Çünkü bir metnin özünü ve çok düzlemliligini kavrayabilmek, metnin yüzeysel ve derin yapisini 'dogru' çözümleyebilmekle dogru orantilidir. Bu çözümlemenin ayni alanda çalisma yapan ve yayin üreten bilim insanlari çevirinin daha 'basarili' olmasini artirmaktadir.
Bilimsel bir söylemin kuramsal düzlemde yayginlasmasinda, öncelikle söz konusu alanda çalisan bilim insanlarinin yayinlari kuskusuz önemli bir rol oynamaktadir. Gerek kavramsal, gerekse yöntemsel açidan yapilan bilimsel tartismalarda basvurulan kaynaklarin çoklugu ve çesitliligi, arastirmacilara farkli bir yaklasim saglamasi açisindan gereklidir. Günümüzde, fen ve saglik bilimlerinde üretilen yayinlarda kullanilan dilin, uluslararasi anlamda dikkat çekmesi ve yayginlik kazanmasi amaciyla daha çok Ingilizce olmasi, bilinen bir gerçektir. Ancak sosyal bilimlerde üretilen yayinlarda anadilin kullanimi hala egemen biçimde geçerliligini korumaktadir. Bunun nedeni, belki de fen ve saglik bilimlerine oranla sosyal bilimlerde islenen konularin daha çok kaynak kültüre ve anadile bagli olmasidir. Baska bir söyleyisle, sosyal bilimlerdeki yayinlarda kullanilan dilde, geçmis olgu ve anlatimlara bagli olan geleneksel yaklasimin etkisi belirleyici bir rol oynamaktadir. Bilindigi gibi, sosyal bilimlerde ele alinan konular, soyut ve kavramsal bir anlatimi yansittigindan, ele alinan konular ya da öne sürülen savlar en etkin ve ayrintili biçimde ancak anadilde kaynagini bulabilmektedir. Çeviri ile ugrasan insanlarin sikça yasadiklari gibi, her kavramin ya da sözcügün baska bir dilde tam karsiligini bulmak bazen çok güç, bazen de 'olanaksizdir'. Çeviri, yabanci bir dilin sinirlarini asarak kaynak dili bilmeyen insanlar için bu görece 'olanaksizligi' bir anlamda ortadan kaldirmaya çalisan bir araçtir. Bu açidan bakildiginda, "Çeviribiliminin Paradigmalari" adli çalismamizin amaci, çeviribilim konusunda bilimsel bir gelenegin olustugu Almancadaki yayinlari dilimize kazandirmaktir. Kitaptaki çalismalar, çeviribilim konusunda söz sahibi olan ya da bu alanda yogun biçimde ugrasan bilim insanlarin seçkilerinden olusmaktadir. Ancak çevrilen metinler, bu çalismanin sinirlarini çizerken önceden belirlenmediginden, bir anlamda çevirmenlerin seçimini de yansitmaktadir. Dolayisiyla çevrilenler arasinda bazi önemli sayilabilecek kuramcilarin ya da makalelerin bulunmamasi dogal karsilanmalidir. Ancak yine de kaynak dilin Almanca olmasi ve çeviribilim konusunda isim yapmis, çalismalarda basvurulan ya da bu alanin gelismesinde katkisi olmus kuramcilarin/bilim adamlarinin tercih edilmesi çevirilerde temel bir ölçüt olarak kabul görmüstür. Makalelerde içerik açisindan bir bütünlük olmadigindan, baska bir anlatimla, makalelerde çeviriye iliskin farkli konu ve alanlar irdelendiginden kitapta içeriksel bir bölümleme yapilmamistir. Böyle bir çalismanin ortaya çikmis olmasinin Türk okurlari ve bu alanda çalisan insanlar için yararli olacagi kanisindayim. Bu anlamda, çalismanin özellikle Ingilizce disindaki diller için bir ilk ya da örnek olmasi önemlidir. Çeviri yapmak, bir anlamda erek dilde 'yeni' bir metin olusturabilmeyi de gerekli kildigindan, çevrilecek metni anlamak ve onu anlasilir biçimde erek dile aktarabilmek, çevirmenin belli bir birikime ve deneyime sahip olmasina baglidir. Bu da kuskusuz kaynak metinde anlatilan konuya egemen olmayi ve söz konusu alanda uzmanlasmayi gerektirmektedir. Bu baglamda, üzerinde durdugumuz bir baska konu da, bu çalismadaki kaynak metinleri çevirenlerin dogrudan çeviribilimiyle ugrasan arastirmacilardan olusmasidir. Çünkü bir metnin özünü ve çok düzlemliligini kavrayabilmek, metnin yüzeysel ve derin yapisini 'dogru' çözümleyebilmekle dogru orantilidir. Bu çözümlemenin ayni alanda çalisma yapan ve yayin üreten bilim insanlari çevirinin daha 'basarili' olmasini artirmaktadir.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 23,40 | 23,40 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.