Cinsiyetlendirilmiş Beyin

Stok Kodu:
9786053146643
Sayfa Sayısı:
464
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
348,00TL
294,06TL
9786053146643
411140
Cinsiyetlendirilmiş Beyin
Cinsiyetlendirilmiş Beyin
294.06
Yüzyıllar boyunca, farklı beyinlere sahip oldukları için erkeklerle kadınların farklı yeteneklere, farklı mizaçlara ve farklı toplumsal konumlara sahip oldukları söylenegelmiştir. Erkekler kadınlardan üstündü; çünkü kadın beynine değil de erkek beynine sahiptiler. “Kadınlar harita okuyamazdı, erkeklerse aynı anda birden fazla işi yapamazdı.” Çünkü “biyoloji kaderdi” ve bundan kaçış yoktu. Peki, biyoloji gerçekten de kader miydi?
Prof. Gina Rippon bu kitapta bu soruya kesin olarak Hayır yanıtını vermektedir. On dokuzuncu yüzyılda yapılan beyin incelemelerinden beri “kadın beyni” ile “erkek beyni” ayrımı, verili gerçek olarak kabul edilmiştir. Araştırmaların neredeyse tamamı bu “gerçeği” biyolojik bir temele oturtacak şekilde tasarlanmış, sonuçların yayınlanması ve yorumlanması da bundan payına düşeni almıştır. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında geliştirilen yeni teknolojiler ise sadece yetişkinlerin değil, yeni doğanların beyinlerini dahi detaylı bir şekilde inceleme imkânı sağlamıştır. Günümüzde daha tarafsız bir şekilde tasarlanan ve yorumlanan çalışmalar doğumdan itibaren bebeğin maruz kaldığı toplumsal süreçlerin en az biyoloji kadar önemli olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Prof. Rippon hormon çalışmalarından sosyal davranış çalışmalarına kadar birçok farklı alanda yapılan araştırma bulgularını değerlendirerek şu sonuca varıyor: İnsan beynini kadın beyni ve erkek beyni olarak sınıflandıran şeyin, doğum anındaki biyolojinin aksine içine doğduğumuz dünyanın bize dayattığı ikili atanmış cinsiyet sistemidir.
Yüzyıllar boyunca, farklı beyinlere sahip oldukları için erkeklerle kadınların farklı yeteneklere, farklı mizaçlara ve farklı toplumsal konumlara sahip oldukları söylenegelmiştir. Erkekler kadınlardan üstündü; çünkü kadın beynine değil de erkek beynine sahiptiler. “Kadınlar harita okuyamazdı, erkeklerse aynı anda birden fazla işi yapamazdı.” Çünkü “biyoloji kaderdi” ve bundan kaçış yoktu. Peki, biyoloji gerçekten de kader miydi?
Prof. Gina Rippon bu kitapta bu soruya kesin olarak Hayır yanıtını vermektedir. On dokuzuncu yüzyılda yapılan beyin incelemelerinden beri “kadın beyni” ile “erkek beyni” ayrımı, verili gerçek olarak kabul edilmiştir. Araştırmaların neredeyse tamamı bu “gerçeği” biyolojik bir temele oturtacak şekilde tasarlanmış, sonuçların yayınlanması ve yorumlanması da bundan payına düşeni almıştır. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında geliştirilen yeni teknolojiler ise sadece yetişkinlerin değil, yeni doğanların beyinlerini dahi detaylı bir şekilde inceleme imkânı sağlamıştır. Günümüzde daha tarafsız bir şekilde tasarlanan ve yorumlanan çalışmalar doğumdan itibaren bebeğin maruz kaldığı toplumsal süreçlerin en az biyoloji kadar önemli olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Prof. Rippon hormon çalışmalarından sosyal davranış çalışmalarına kadar birçok farklı alanda yapılan araştırma bulgularını değerlendirerek şu sonuca varıyor: İnsan beynini kadın beyni ve erkek beyni olarak sınıflandıran şeyin, doğum anındaki biyolojinin aksine içine doğduğumuz dünyanın bize dayattığı ikili atanmış cinsiyet sistemidir.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 294,06    294,06   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat