9786054906604
432065
https://www.merkezkitabevi.com/cumhuriyetin-seker-fabrikalari-uzun-atlama
Cumhuriyetin Şeker Fabrikaları Uzun Atlama
142.81
Kurtuluş Savaşı üçlemesiyle Vatan'ın İnşasını romanlaştıran, edebiyatımızın usta kalemi İlhan Tarus bu kez Cumhuriyetin Şeker Fabrikalarını anlatıyor
Tarus bir gazetenin teklifi üzerine iki ay boyunca altı bin kilometre yol kat ederek tüm fabrikaları dolaşır; neden oldukları toplumsal dönüşü bizzat yaşayarak bir tanıklık tutanağını beyaz kağıtların muhafızlığına kara satırlar halinde geçirir.
Şeker fabrikaları sadece teknolojik atılım, üretim patlaması, döviz tasarrufu, refah kaynağı değil bir ulus yaratım sürecinin ve mekanizmasının asli unsurlarındandır. Nehirler ovalara hayat vermesi, bereket getirmesi için yönlendirilir.
Köylüye makineli tarım öğretilir, iş makineleri hediye edilir. Topraktan alınan ırgat, işçiye dönüştürülür, sendikada örgütlendirilir. Okullar, hastaneler, başta sinema salonu olmak üzere sosyal tesisler açılarak; spor kulüpleri kurularak civarındaki köy ve kasabaların tüm toplumsal yaşantısı dönüştürülür, moderne taşınır.
Tüm bunlar hangi yolla olur, hangi araçlarla, kimlerle?
Ceyhun Atuf Kansu şairdir ama Turhal Şeker Fabrikası hastanesinin başhekimidir de. Sonra kimyager bir kadın var, Amerika'da eğitim görmüş bir mühendis, bir öğretmen, bir ustabaşı, bir montajcı, bir aşçı, bir temizlikçi ve daha çok bir, bir, bir Bunların hepsinin şeker fabrikalarına ait kendi hikâyeleri var; alın teri, gözyaşı ve kanla yazdıkları hikâyeleri. Hikâyecimiz İlhan Tarus'un bize aktardığı
Tarus bir gazetenin teklifi üzerine iki ay boyunca altı bin kilometre yol kat ederek tüm fabrikaları dolaşır; neden oldukları toplumsal dönüşü bizzat yaşayarak bir tanıklık tutanağını beyaz kağıtların muhafızlığına kara satırlar halinde geçirir.
Şeker fabrikaları sadece teknolojik atılım, üretim patlaması, döviz tasarrufu, refah kaynağı değil bir ulus yaratım sürecinin ve mekanizmasının asli unsurlarındandır. Nehirler ovalara hayat vermesi, bereket getirmesi için yönlendirilir.
Köylüye makineli tarım öğretilir, iş makineleri hediye edilir. Topraktan alınan ırgat, işçiye dönüştürülür, sendikada örgütlendirilir. Okullar, hastaneler, başta sinema salonu olmak üzere sosyal tesisler açılarak; spor kulüpleri kurularak civarındaki köy ve kasabaların tüm toplumsal yaşantısı dönüştürülür, moderne taşınır.
Tüm bunlar hangi yolla olur, hangi araçlarla, kimlerle?
Ceyhun Atuf Kansu şairdir ama Turhal Şeker Fabrikası hastanesinin başhekimidir de. Sonra kimyager bir kadın var, Amerika'da eğitim görmüş bir mühendis, bir öğretmen, bir ustabaşı, bir montajcı, bir aşçı, bir temizlikçi ve daha çok bir, bir, bir Bunların hepsinin şeker fabrikalarına ait kendi hikâyeleri var; alın teri, gözyaşı ve kanla yazdıkları hikâyeleri. Hikâyecimiz İlhan Tarus'un bize aktardığı
Kurtuluş Savaşı üçlemesiyle Vatan'ın İnşasını romanlaştıran, edebiyatımızın usta kalemi İlhan Tarus bu kez Cumhuriyetin Şeker Fabrikalarını anlatıyor
Tarus bir gazetenin teklifi üzerine iki ay boyunca altı bin kilometre yol kat ederek tüm fabrikaları dolaşır; neden oldukları toplumsal dönüşü bizzat yaşayarak bir tanıklık tutanağını beyaz kağıtların muhafızlığına kara satırlar halinde geçirir.
Şeker fabrikaları sadece teknolojik atılım, üretim patlaması, döviz tasarrufu, refah kaynağı değil bir ulus yaratım sürecinin ve mekanizmasının asli unsurlarındandır. Nehirler ovalara hayat vermesi, bereket getirmesi için yönlendirilir.
Köylüye makineli tarım öğretilir, iş makineleri hediye edilir. Topraktan alınan ırgat, işçiye dönüştürülür, sendikada örgütlendirilir. Okullar, hastaneler, başta sinema salonu olmak üzere sosyal tesisler açılarak; spor kulüpleri kurularak civarındaki köy ve kasabaların tüm toplumsal yaşantısı dönüştürülür, moderne taşınır.
Tüm bunlar hangi yolla olur, hangi araçlarla, kimlerle?
Ceyhun Atuf Kansu şairdir ama Turhal Şeker Fabrikası hastanesinin başhekimidir de. Sonra kimyager bir kadın var, Amerika'da eğitim görmüş bir mühendis, bir öğretmen, bir ustabaşı, bir montajcı, bir aşçı, bir temizlikçi ve daha çok bir, bir, bir Bunların hepsinin şeker fabrikalarına ait kendi hikâyeleri var; alın teri, gözyaşı ve kanla yazdıkları hikâyeleri. Hikâyecimiz İlhan Tarus'un bize aktardığı
Tarus bir gazetenin teklifi üzerine iki ay boyunca altı bin kilometre yol kat ederek tüm fabrikaları dolaşır; neden oldukları toplumsal dönüşü bizzat yaşayarak bir tanıklık tutanağını beyaz kağıtların muhafızlığına kara satırlar halinde geçirir.
Şeker fabrikaları sadece teknolojik atılım, üretim patlaması, döviz tasarrufu, refah kaynağı değil bir ulus yaratım sürecinin ve mekanizmasının asli unsurlarındandır. Nehirler ovalara hayat vermesi, bereket getirmesi için yönlendirilir.
Köylüye makineli tarım öğretilir, iş makineleri hediye edilir. Topraktan alınan ırgat, işçiye dönüştürülür, sendikada örgütlendirilir. Okullar, hastaneler, başta sinema salonu olmak üzere sosyal tesisler açılarak; spor kulüpleri kurularak civarındaki köy ve kasabaların tüm toplumsal yaşantısı dönüştürülür, moderne taşınır.
Tüm bunlar hangi yolla olur, hangi araçlarla, kimlerle?
Ceyhun Atuf Kansu şairdir ama Turhal Şeker Fabrikası hastanesinin başhekimidir de. Sonra kimyager bir kadın var, Amerika'da eğitim görmüş bir mühendis, bir öğretmen, bir ustabaşı, bir montajcı, bir aşçı, bir temizlikçi ve daha çok bir, bir, bir Bunların hepsinin şeker fabrikalarına ait kendi hikâyeleri var; alın teri, gözyaşı ve kanla yazdıkları hikâyeleri. Hikâyecimiz İlhan Tarus'un bize aktardığı
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 142,81 | 142,81 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.