9786054042692
422934
https://www.merkezkitabevi.com/divan-i-ilahiyat-niyazi-i-misri-halveti
Divan-ı İlahiyat / Niyazi-i Mısri Halveti
811.20
XVII. asirda yasayan Mehmed Niyâzî-i Misrî Halvetî (k.s.), Halvetiyye'nin “Orta Kol” diye taninan “Ahmediyye-i Halvetiyye” kolunun devami niteliginde olan “Misriyye” subesinin kurucu pîridir. Coskun ve cezbeli bir sûfî olan Hz. Misrî, Islâm tasavvuf tarihinin en renkli ve en yetkin simâlarindandir. 1618'de Malatya'da dogmus Diyarbakir, Mardin, Kerbelâ, Sam, Misir, Istanbul, Elmali, Usak, Kütahya ve Bursa'da yasamis, nihayet sürgüne gönderildigi Limni'de 1694 senesinde rihlet etmistir. Ibn Arabî, Hazret-i Mevlânâ ve Yûnus Emre tefekkürünün XVII. asirdaki takipçilerinden olan Misrî, adeta bu üç büyük zatin düsüncelerinin harmanlandigi mükemmel bir terkiptir. Misir'da ögrenim gördügü için ‘Misrî' diye taninan Hz. Pîr, siirlerinde aska ve irfana ait hakîkatleri damitip süzerek devrinin en güzel Türkçesiyle kaleme almistir. Ayni zamânda edebiyat tarihimizde kendisini takip eden mutasavvif sair ve ediplerle, adina “Niyâzî-i Misrî Okulu" diyebilecegimiz büyük bir edebî okulun kurucusu olma vasfini da tasiyan Hz. Misrî, fikirleriyle bütün çaglara hitâp eden ve insanligin varmak istedigi hakîkatin sâhikalarinda dolasan bir gönül adamidir. O, Islâmin derinligini idrâk eden bir ârif-i billah oldugu kadar, Türkçe'nin de inceliklerini bilen bir sairdir. Bu büyük Hak âsiki ve ârifinin yol tecrübelerini anlattigi “Dîvân-i Ilâhiyâti”ni anlamaya çalismak, bir manâda insanin islâmin irfânî derinligini, vücûd birligini ve kendini idrâk etmesi anlamina gelmektedir. Hz. Pîr'i selefi olan sûfî sairlerden ayiran özellik, Ilâhiyâtinda, sülûk sirasinda yasanilmasi gereken fark ve cem‘ sirlarini dengeli olarak vermesidir. “Serîatsiz hakîkat oldu ilhâd/Hakîkat nûr, ziyâsidir serîat” diyen Hz. Pîr'in ortaya koydugu vahdet ve kesret/cem‘ ve fark idrâkiyle ilgili denge, tasavvuf yollari içinde, dervîs egitiminide fevkalâde önemlidir. Sülûku sirasinda yasadigi ask ve irfân hâllerini yorumlamaya çalisan sâlikin serîattan hakîkate dogru yol alirken hangi halde hangi reçeteyi kullanacagini bilmesi, nefsinin tehlikeli yollara sapmasini önleyecektir. Niyâzî Hazretleri'nin ilâhiyâti bu sapmalari önleyecek altin kurallari ihtivâ eder.
Elinizdeki eser, Hz. Misrî'nin pek çok belge ve yeni bilgilerden hareketle yazdigimiz hayatiyla yetmisten fazla yazma nüshanin karsilastirilmasi sonucunda elde ettigimiz Ilâhiyâtini ihtiva etmektedir.
Külliyâtimiz, Muhammed Nûrü'l-Arabî (k.s.)'nin serhi, yine Misrî Hazretlerinin risâleleri, hakkinda yazilmis Menâkipnameleri ve diger eserlerle tamamlanacaktir.
XVII. asirda yasayan Mehmed Niyâzî-i Misrî Halvetî (k.s.), Halvetiyye'nin “Orta Kol” diye taninan “Ahmediyye-i Halvetiyye” kolunun devami niteliginde olan “Misriyye” subesinin kurucu pîridir. Coskun ve cezbeli bir sûfî olan Hz. Misrî, Islâm tasavvuf tarihinin en renkli ve en yetkin simâlarindandir. 1618'de Malatya'da dogmus Diyarbakir, Mardin, Kerbelâ, Sam, Misir, Istanbul, Elmali, Usak, Kütahya ve Bursa'da yasamis, nihayet sürgüne gönderildigi Limni'de 1694 senesinde rihlet etmistir. Ibn Arabî, Hazret-i Mevlânâ ve Yûnus Emre tefekkürünün XVII. asirdaki takipçilerinden olan Misrî, adeta bu üç büyük zatin düsüncelerinin harmanlandigi mükemmel bir terkiptir. Misir'da ögrenim gördügü için ‘Misrî' diye taninan Hz. Pîr, siirlerinde aska ve irfana ait hakîkatleri damitip süzerek devrinin en güzel Türkçesiyle kaleme almistir. Ayni zamânda edebiyat tarihimizde kendisini takip eden mutasavvif sair ve ediplerle, adina “Niyâzî-i Misrî Okulu" diyebilecegimiz büyük bir edebî okulun kurucusu olma vasfini da tasiyan Hz. Misrî, fikirleriyle bütün çaglara hitâp eden ve insanligin varmak istedigi hakîkatin sâhikalarinda dolasan bir gönül adamidir. O, Islâmin derinligini idrâk eden bir ârif-i billah oldugu kadar, Türkçe'nin de inceliklerini bilen bir sairdir. Bu büyük Hak âsiki ve ârifinin yol tecrübelerini anlattigi “Dîvân-i Ilâhiyâti”ni anlamaya çalismak, bir manâda insanin islâmin irfânî derinligini, vücûd birligini ve kendini idrâk etmesi anlamina gelmektedir. Hz. Pîr'i selefi olan sûfî sairlerden ayiran özellik, Ilâhiyâtinda, sülûk sirasinda yasanilmasi gereken fark ve cem‘ sirlarini dengeli olarak vermesidir. “Serîatsiz hakîkat oldu ilhâd/Hakîkat nûr, ziyâsidir serîat” diyen Hz. Pîr'in ortaya koydugu vahdet ve kesret/cem‘ ve fark idrâkiyle ilgili denge, tasavvuf yollari içinde, dervîs egitiminide fevkalâde önemlidir. Sülûku sirasinda yasadigi ask ve irfân hâllerini yorumlamaya çalisan sâlikin serîattan hakîkate dogru yol alirken hangi halde hangi reçeteyi kullanacagini bilmesi, nefsinin tehlikeli yollara sapmasini önleyecektir. Niyâzî Hazretleri'nin ilâhiyâti bu sapmalari önleyecek altin kurallari ihtivâ eder.
Elinizdeki eser, Hz. Misrî'nin pek çok belge ve yeni bilgilerden hareketle yazdigimiz hayatiyla yetmisten fazla yazma nüshanin karsilastirilmasi sonucunda elde ettigimiz Ilâhiyâtini ihtiva etmektedir.
Külliyâtimiz, Muhammed Nûrü'l-Arabî (k.s.)'nin serhi, yine Misrî Hazretlerinin risâleleri, hakkinda yazilmis Menâkipnameleri ve diger eserlerle tamamlanacaktir.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 811,20 | 811,20 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.