Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor
9786057414397
453599
https://www.merkezkitabevi.com/diyarbakir-ya-da-sodom-un-5-no-lu-zindandaki-bin-gunu
Diyarbakır ya da Sodom’un 5 No’lu Zindandaki Bin Günü
127.40
Bir film izledim… ve filmde olup bitenlerin, yani “kurgulanan”ların “yaşanan”lara bu kadar çok benziyor oluşu karşısında iliklerime kadar ürperdim.
Marquie de Sade'ın 1904 yılında yayınlandığında büyük sansasyon yaratmış Sodom'un 120 Günü veya Sefahat Okulu isimli kitabına dayanan, Pierre Pasolini'nin yönettiği, 1975 yapımı bu film, 1943-1945 yılları arasında Kuzey İtalya'da Nazi işgal kuvvetleri tarafından kurulmuş olan faşist Salo Cumhuriyeti'nde (İtalyan Sosyal Cumhuriyeti) geçmekte.
Filmde anlatılanlar, 1981-83 yıllarında Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi'nde yaşayanların “vahşet dönemi” diye niteledikleri, yaklaşık bin gün süren bir dönemde yaşandı… Yani Esat Oktay Yıldıran Cumhuriyeti'nde…
Acaba Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'ni siyasal-sosyal bir deney merkezi olarak tasarlayanlar bu filmi izlemiş miydi? İzlememişlerse bu, faşizmin insan kişiliğini aşağılamaktaki evrensel anlayışını anlamak bakımından dehşetli bir örnek olmalı.
Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi, cezaevinden öte, tutsakların siyasal, etnik ve cinsel kimliklerini yok ederek, aşağılayarak teslim alınmasını amaçlayan özel bir “şiddet laboratuvarı”ydı. Burada yaşatılanlar insanın hayal gücünü hayli zorlayacak türdendi… Elinizdeki kitapta bu yaşanılanların küçük bir kısmı yazıldı; yaşayanların bedenlerinden ve hafızalarından…
Marquie de Sade'ın 1904 yılında yayınlandığında büyük sansasyon yaratmış Sodom'un 120 Günü veya Sefahat Okulu isimli kitabına dayanan, Pierre Pasolini'nin yönettiği, 1975 yapımı bu film, 1943-1945 yılları arasında Kuzey İtalya'da Nazi işgal kuvvetleri tarafından kurulmuş olan faşist Salo Cumhuriyeti'nde (İtalyan Sosyal Cumhuriyeti) geçmekte.
Filmde anlatılanlar, 1981-83 yıllarında Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi'nde yaşayanların “vahşet dönemi” diye niteledikleri, yaklaşık bin gün süren bir dönemde yaşandı… Yani Esat Oktay Yıldıran Cumhuriyeti'nde…
Acaba Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'ni siyasal-sosyal bir deney merkezi olarak tasarlayanlar bu filmi izlemiş miydi? İzlememişlerse bu, faşizmin insan kişiliğini aşağılamaktaki evrensel anlayışını anlamak bakımından dehşetli bir örnek olmalı.
Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi, cezaevinden öte, tutsakların siyasal, etnik ve cinsel kimliklerini yok ederek, aşağılayarak teslim alınmasını amaçlayan özel bir “şiddet laboratuvarı”ydı. Burada yaşatılanlar insanın hayal gücünü hayli zorlayacak türdendi… Elinizdeki kitapta bu yaşanılanların küçük bir kısmı yazıldı; yaşayanların bedenlerinden ve hafızalarından…
Bir film izledim… ve filmde olup bitenlerin, yani “kurgulanan”ların “yaşanan”lara bu kadar çok benziyor oluşu karşısında iliklerime kadar ürperdim.
Marquie de Sade'ın 1904 yılında yayınlandığında büyük sansasyon yaratmış Sodom'un 120 Günü veya Sefahat Okulu isimli kitabına dayanan, Pierre Pasolini'nin yönettiği, 1975 yapımı bu film, 1943-1945 yılları arasında Kuzey İtalya'da Nazi işgal kuvvetleri tarafından kurulmuş olan faşist Salo Cumhuriyeti'nde (İtalyan Sosyal Cumhuriyeti) geçmekte.
Filmde anlatılanlar, 1981-83 yıllarında Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi'nde yaşayanların “vahşet dönemi” diye niteledikleri, yaklaşık bin gün süren bir dönemde yaşandı… Yani Esat Oktay Yıldıran Cumhuriyeti'nde…
Acaba Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'ni siyasal-sosyal bir deney merkezi olarak tasarlayanlar bu filmi izlemiş miydi? İzlememişlerse bu, faşizmin insan kişiliğini aşağılamaktaki evrensel anlayışını anlamak bakımından dehşetli bir örnek olmalı.
Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi, cezaevinden öte, tutsakların siyasal, etnik ve cinsel kimliklerini yok ederek, aşağılayarak teslim alınmasını amaçlayan özel bir “şiddet laboratuvarı”ydı. Burada yaşatılanlar insanın hayal gücünü hayli zorlayacak türdendi… Elinizdeki kitapta bu yaşanılanların küçük bir kısmı yazıldı; yaşayanların bedenlerinden ve hafızalarından…
Marquie de Sade'ın 1904 yılında yayınlandığında büyük sansasyon yaratmış Sodom'un 120 Günü veya Sefahat Okulu isimli kitabına dayanan, Pierre Pasolini'nin yönettiği, 1975 yapımı bu film, 1943-1945 yılları arasında Kuzey İtalya'da Nazi işgal kuvvetleri tarafından kurulmuş olan faşist Salo Cumhuriyeti'nde (İtalyan Sosyal Cumhuriyeti) geçmekte.
Filmde anlatılanlar, 1981-83 yıllarında Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi'nde yaşayanların “vahşet dönemi” diye niteledikleri, yaklaşık bin gün süren bir dönemde yaşandı… Yani Esat Oktay Yıldıran Cumhuriyeti'nde…
Acaba Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'ni siyasal-sosyal bir deney merkezi olarak tasarlayanlar bu filmi izlemiş miydi? İzlememişlerse bu, faşizmin insan kişiliğini aşağılamaktaki evrensel anlayışını anlamak bakımından dehşetli bir örnek olmalı.
Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi, cezaevinden öte, tutsakların siyasal, etnik ve cinsel kimliklerini yok ederek, aşağılayarak teslim alınmasını amaçlayan özel bir “şiddet laboratuvarı”ydı. Burada yaşatılanlar insanın hayal gücünü hayli zorlayacak türdendi… Elinizdeki kitapta bu yaşanılanların küçük bir kısmı yazıldı; yaşayanların bedenlerinden ve hafızalarından…
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 127,40 | 127,40 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.