9789753425957
538191
https://www.merkezkitabevi.com/dunya-tarihinin-sinirinda-tarih
Dünya Tarihinin Sınırında Tarih
111.02
Sömürgecilik-sonrasi tarihyazimini besleyen en önemli akimlardan biri diyebiliriz Madun Arastirmalari (Subaltern Studies) için. Grubun kurucu isimlerinden Hintli tarihçi Ranajit Guha'nin, Avrupamerkezci tarih felsefesi yaklasimini elestiren bu kitabi, tarihyazimini derinden etkileyerek hakli bir ün kazanmis, yakin zamanlarin klasikleri arasina girmistir. Birçok ülkenin tarihinin, Batili tarih felsefesinde kendine dayanak bulan emperyalist amaçlarla yazildigini, bazi halklarin “tarihsizlige“ layik görülerek bütünüyle yok sayildigini, birilerinin tarihin hikâyelerinden sürekli dislandigini biliyoruz. Guha'nin açtigi yolun önemi, tarihten dislanmis madunlari tekrar tarih sahnesine dahil etmenin yöntemini arastirmis olmasidir. Guha, insanlik tarihini devlet ve imparatorluklarin, büyük adamlar ve çatisan medeniyetlerin herhangi bir ahlâki kaygi güdülmeksizin tutulan kayitlarina indirgemekle suçlar tarih felsefesini ve “tarihsizler“in tarihin aktörleri haline gelebilecekleri farkli bir tarihçiligin kosullarini tartisir. Avrupamerkezci ve devletçi Dünya-tarihi anlayisinin çizdigi sinirlarin ötesine geçebilmek için ne yapmali? Tarihçiler anlatilarini, “tarihsiz halklar“in geçmis deneyimlerini ve gündelik hayatin tarihselligini içerecek hale nasil getirebilirler? Yazar tarihçilerin bunu en basta edebiyattan ögrenebileceklerini ileri sürüyor. Ünlü Hintli sair Tagore'un kitapta ek olarak yer alan “Edebiyatta Tarihsellik“ yazisinda savundugu “tarihçilerin indirgeyici yaklasimlari karsisinda yaratici bireyin kendine özgü tarihselligi“ fikrinden hareketle, tarihçileri baska bir tarih yazmaya çagiriyor: Hegel'in basta ortaya attigi, ardindan “tarihin nesri“ne kurban ettigi “dünyanin nesri“ne gerçekten açik bir tarih... (Tanitim Bülteninden)
Sömürgecilik-sonrasi tarihyazimini besleyen en önemli akimlardan biri diyebiliriz Madun Arastirmalari (Subaltern Studies) için. Grubun kurucu isimlerinden Hintli tarihçi Ranajit Guha'nin, Avrupamerkezci tarih felsefesi yaklasimini elestiren bu kitabi, tarihyazimini derinden etkileyerek hakli bir ün kazanmis, yakin zamanlarin klasikleri arasina girmistir. Birçok ülkenin tarihinin, Batili tarih felsefesinde kendine dayanak bulan emperyalist amaçlarla yazildigini, bazi halklarin “tarihsizlige“ layik görülerek bütünüyle yok sayildigini, birilerinin tarihin hikâyelerinden sürekli dislandigini biliyoruz. Guha'nin açtigi yolun önemi, tarihten dislanmis madunlari tekrar tarih sahnesine dahil etmenin yöntemini arastirmis olmasidir. Guha, insanlik tarihini devlet ve imparatorluklarin, büyük adamlar ve çatisan medeniyetlerin herhangi bir ahlâki kaygi güdülmeksizin tutulan kayitlarina indirgemekle suçlar tarih felsefesini ve “tarihsizler“in tarihin aktörleri haline gelebilecekleri farkli bir tarihçiligin kosullarini tartisir. Avrupamerkezci ve devletçi Dünya-tarihi anlayisinin çizdigi sinirlarin ötesine geçebilmek için ne yapmali? Tarihçiler anlatilarini, “tarihsiz halklar“in geçmis deneyimlerini ve gündelik hayatin tarihselligini içerecek hale nasil getirebilirler? Yazar tarihçilerin bunu en basta edebiyattan ögrenebileceklerini ileri sürüyor. Ünlü Hintli sair Tagore'un kitapta ek olarak yer alan “Edebiyatta Tarihsellik“ yazisinda savundugu “tarihçilerin indirgeyici yaklasimlari karsisinda yaratici bireyin kendine özgü tarihselligi“ fikrinden hareketle, tarihçileri baska bir tarih yazmaya çagiriyor: Hegel'in basta ortaya attigi, ardindan “tarihin nesri“ne kurban ettigi “dünyanin nesri“ne gerçekten açik bir tarih... (Tanitim Bülteninden)
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 111,02 | 111,02 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.