Engere

Mehmet Balli bu romaninda çocuklugunun geçtigi cografyanin kanli tarihini kaleme aliyor.Kurtulus savasi yillarinda Yunanistan, Anadolu'yu isgal ederek buralarda yasayan yerli Rum ve Ermeni halki kiskirtmis ve onlara çeteler kurdurtmustu. Bu çeteler Türk köylerini basarak katliamlar gerçeklestiriyorlardi. Yalova'nin Kocadere köyleri ile Engere köylerinden yüz yillardir kardeslik türküleri yükselirken, 1921 yilinda çetelerin bu üç köyü birbirine düsürmesi sonucu korkunç katliamlar gerçeklesti. Engere bir Rum köyüydü ve Yunan kuvvetleri ile çetelerin de destegini alarak 300 haneli Kocadere-i Bala köyüne saldirmisti. Köyün yarisini Dersaadet'e (Istanbul'a) gönderme yalaniyla kayiklara doldurmus ve halki deniz ortasinda kursuna dizerek kayiklari batirmislardi. Geri kalan köylüyü ise Engere kayaliklarindan denize atarak parçalara ayirmislardi. Diger Kocadere köyü olan Kocadere-i Zir de ayni akibete ugramis, 850 haneli köyü basan Yunan kuvvetleri ve çeteler köylünün tamamini camiye doldurup atese vermislerdi. Iste bu katliamlardan sadece üç-bes kisi daglara kaçarak kurtulabilmisti. Romanimizin baskahramani olan Sabri Kâhya da bu kurtulanlardan birisiydi… Iste bu roman da Sabri Kâhya'nin, Kocadere baskininda yakalanisi, sonra esaretten kurtulup Engere'de esir tutulan ailesini kurtarma girisimi ve daha sonra daga kaçip, dagdan Bursa'ya, Bursa'dan da Istanbul'a uzanan mücadelesinin hikâyesidir...