9786059475006
473042
https://www.merkezkitabevi.com/fikih-usulunde-talil-tartismalari-hicri-iv-viii-asirlar
Fıkıh Usulünde Talil Tartışmaları - (Hicri ıv.-vııı.Asırlar)
312.00
Çalışmamızda şer?î illetin farklı tanım ve tasavvurlarından kaynaklanan usul-i fıkıh'taki ta?lîl tartışmaları
iki ana başlık altında ele alınmaktadır. Bunlardan biri, kavramsallaşma öncesi dönemde ta?lîl. Diğeri
kavramsallaşma sonrası dönemde ta?lîl. İlk başlık altında sahâbe, tabiîn ve dört mezheb imamının
hikmetle/ maslahatla ta?lîl anlayışları ve bunlara ilişkin bazı uygulama ve örnekler irdelenmektedir. Diğer
başlık altında ise asıl konumuzu oluşturan gâî-usûlî ta?lîle ilişkin usulcüler tarafından benimsenen başlıca
görüşler incelenmektedir.
Çalışmamızda gâî-usûlî ta?lîlin yanı sıra ilahî fiillerin kullara dönük maslahatları amaç edinip
edinmediğini konu edinen kelâmî ta?lîl de ele alınmaktadır. Kelâmî ta'lîle yer vermemizin temel nedeni,
usûl-i fıkhın kelâm ilmine nisbetle fer?î bir konumda bulunması ve usûlde ele alınan çoğu konuların
temelde kelâmî konulara dayanmasıdır. Nitekim kelâm ilmi sübut bulmadan usûl-i fıkhın hatta diğer tüm
İslâmî ilimlerin sübut bulması mümkün değildir. Usûl-fıkıh'ta kelâmî bir arka plana yaslanan konuların
başında ise usûlî ta?lîl meselesi gelmektedir. Zira kelâmda konu edinilen ilahî fiillerin kullara dönük
maslahatlarla ta?lîli bilinmeden bu fiillerin eseri olan ve usul-i fıkıh'ta incelenen şer?î hükümlerin mezkûr
maslahatlarla ta?lîli yeterli düzeyde bilinemez. Usûlcülerin illet tasavvurlarının kelâmcıların illet
tasavvurlarını yansıtması buradan kaynaklandığı gibi, usûlcülerin ta?lîl anlayışlarının kelâmcıların ta?lîl
anlayışlarını yansıtması da buradan ileri gelmektedir.
Çalışmamızda felsefi ta?lîl konusu da hatırı sayılır bir yer işgal etmektedir. Zira kelâmî ta?lîlle felsefî ta?lîl
arasında sıkı bir etkileşim ve diyalektik söz konusudur. Nitekim kelâm ilmi İslâm inancını savunmayı
amaç edindiğinden İslâm'a aykırı bulunan her türlü muarız fikir ve akımlara karşı koymakta ve savunduğu
inançları yansıtıp temellendiren argümanlar geliştirmektedir. Bu kabil fikirlerin neşet ettiği kaynaklardan
biri de felsefî görüşlerdir ki felsefî ta?lîl -tümüyle olmasa da- bu görüşler arasında yer almaktadır. Çünkü
felsefî ta?lîl kelâm ilminin kabulleri açısından mahzurlu sayılan bazı hususları barındırmaktadır...
iki ana başlık altında ele alınmaktadır. Bunlardan biri, kavramsallaşma öncesi dönemde ta?lîl. Diğeri
kavramsallaşma sonrası dönemde ta?lîl. İlk başlık altında sahâbe, tabiîn ve dört mezheb imamının
hikmetle/ maslahatla ta?lîl anlayışları ve bunlara ilişkin bazı uygulama ve örnekler irdelenmektedir. Diğer
başlık altında ise asıl konumuzu oluşturan gâî-usûlî ta?lîle ilişkin usulcüler tarafından benimsenen başlıca
görüşler incelenmektedir.
Çalışmamızda gâî-usûlî ta?lîlin yanı sıra ilahî fiillerin kullara dönük maslahatları amaç edinip
edinmediğini konu edinen kelâmî ta?lîl de ele alınmaktadır. Kelâmî ta'lîle yer vermemizin temel nedeni,
usûl-i fıkhın kelâm ilmine nisbetle fer?î bir konumda bulunması ve usûlde ele alınan çoğu konuların
temelde kelâmî konulara dayanmasıdır. Nitekim kelâm ilmi sübut bulmadan usûl-i fıkhın hatta diğer tüm
İslâmî ilimlerin sübut bulması mümkün değildir. Usûl-fıkıh'ta kelâmî bir arka plana yaslanan konuların
başında ise usûlî ta?lîl meselesi gelmektedir. Zira kelâmda konu edinilen ilahî fiillerin kullara dönük
maslahatlarla ta?lîli bilinmeden bu fiillerin eseri olan ve usul-i fıkıh'ta incelenen şer?î hükümlerin mezkûr
maslahatlarla ta?lîli yeterli düzeyde bilinemez. Usûlcülerin illet tasavvurlarının kelâmcıların illet
tasavvurlarını yansıtması buradan kaynaklandığı gibi, usûlcülerin ta?lîl anlayışlarının kelâmcıların ta?lîl
anlayışlarını yansıtması da buradan ileri gelmektedir.
Çalışmamızda felsefi ta?lîl konusu da hatırı sayılır bir yer işgal etmektedir. Zira kelâmî ta?lîlle felsefî ta?lîl
arasında sıkı bir etkileşim ve diyalektik söz konusudur. Nitekim kelâm ilmi İslâm inancını savunmayı
amaç edindiğinden İslâm'a aykırı bulunan her türlü muarız fikir ve akımlara karşı koymakta ve savunduğu
inançları yansıtıp temellendiren argümanlar geliştirmektedir. Bu kabil fikirlerin neşet ettiği kaynaklardan
biri de felsefî görüşlerdir ki felsefî ta?lîl -tümüyle olmasa da- bu görüşler arasında yer almaktadır. Çünkü
felsefî ta?lîl kelâm ilminin kabulleri açısından mahzurlu sayılan bazı hususları barındırmaktadır...
Çalışmamızda şer?î illetin farklı tanım ve tasavvurlarından kaynaklanan usul-i fıkıh'taki ta?lîl tartışmaları
iki ana başlık altında ele alınmaktadır. Bunlardan biri, kavramsallaşma öncesi dönemde ta?lîl. Diğeri
kavramsallaşma sonrası dönemde ta?lîl. İlk başlık altında sahâbe, tabiîn ve dört mezheb imamının
hikmetle/ maslahatla ta?lîl anlayışları ve bunlara ilişkin bazı uygulama ve örnekler irdelenmektedir. Diğer
başlık altında ise asıl konumuzu oluşturan gâî-usûlî ta?lîle ilişkin usulcüler tarafından benimsenen başlıca
görüşler incelenmektedir.
Çalışmamızda gâî-usûlî ta?lîlin yanı sıra ilahî fiillerin kullara dönük maslahatları amaç edinip
edinmediğini konu edinen kelâmî ta?lîl de ele alınmaktadır. Kelâmî ta'lîle yer vermemizin temel nedeni,
usûl-i fıkhın kelâm ilmine nisbetle fer?î bir konumda bulunması ve usûlde ele alınan çoğu konuların
temelde kelâmî konulara dayanmasıdır. Nitekim kelâm ilmi sübut bulmadan usûl-i fıkhın hatta diğer tüm
İslâmî ilimlerin sübut bulması mümkün değildir. Usûl-fıkıh'ta kelâmî bir arka plana yaslanan konuların
başında ise usûlî ta?lîl meselesi gelmektedir. Zira kelâmda konu edinilen ilahî fiillerin kullara dönük
maslahatlarla ta?lîli bilinmeden bu fiillerin eseri olan ve usul-i fıkıh'ta incelenen şer?î hükümlerin mezkûr
maslahatlarla ta?lîli yeterli düzeyde bilinemez. Usûlcülerin illet tasavvurlarının kelâmcıların illet
tasavvurlarını yansıtması buradan kaynaklandığı gibi, usûlcülerin ta?lîl anlayışlarının kelâmcıların ta?lîl
anlayışlarını yansıtması da buradan ileri gelmektedir.
Çalışmamızda felsefi ta?lîl konusu da hatırı sayılır bir yer işgal etmektedir. Zira kelâmî ta?lîlle felsefî ta?lîl
arasında sıkı bir etkileşim ve diyalektik söz konusudur. Nitekim kelâm ilmi İslâm inancını savunmayı
amaç edindiğinden İslâm'a aykırı bulunan her türlü muarız fikir ve akımlara karşı koymakta ve savunduğu
inançları yansıtıp temellendiren argümanlar geliştirmektedir. Bu kabil fikirlerin neşet ettiği kaynaklardan
biri de felsefî görüşlerdir ki felsefî ta?lîl -tümüyle olmasa da- bu görüşler arasında yer almaktadır. Çünkü
felsefî ta?lîl kelâm ilminin kabulleri açısından mahzurlu sayılan bazı hususları barındırmaktadır...
iki ana başlık altında ele alınmaktadır. Bunlardan biri, kavramsallaşma öncesi dönemde ta?lîl. Diğeri
kavramsallaşma sonrası dönemde ta?lîl. İlk başlık altında sahâbe, tabiîn ve dört mezheb imamının
hikmetle/ maslahatla ta?lîl anlayışları ve bunlara ilişkin bazı uygulama ve örnekler irdelenmektedir. Diğer
başlık altında ise asıl konumuzu oluşturan gâî-usûlî ta?lîle ilişkin usulcüler tarafından benimsenen başlıca
görüşler incelenmektedir.
Çalışmamızda gâî-usûlî ta?lîlin yanı sıra ilahî fiillerin kullara dönük maslahatları amaç edinip
edinmediğini konu edinen kelâmî ta?lîl de ele alınmaktadır. Kelâmî ta'lîle yer vermemizin temel nedeni,
usûl-i fıkhın kelâm ilmine nisbetle fer?î bir konumda bulunması ve usûlde ele alınan çoğu konuların
temelde kelâmî konulara dayanmasıdır. Nitekim kelâm ilmi sübut bulmadan usûl-i fıkhın hatta diğer tüm
İslâmî ilimlerin sübut bulması mümkün değildir. Usûl-fıkıh'ta kelâmî bir arka plana yaslanan konuların
başında ise usûlî ta?lîl meselesi gelmektedir. Zira kelâmda konu edinilen ilahî fiillerin kullara dönük
maslahatlarla ta?lîli bilinmeden bu fiillerin eseri olan ve usul-i fıkıh'ta incelenen şer?î hükümlerin mezkûr
maslahatlarla ta?lîli yeterli düzeyde bilinemez. Usûlcülerin illet tasavvurlarının kelâmcıların illet
tasavvurlarını yansıtması buradan kaynaklandığı gibi, usûlcülerin ta?lîl anlayışlarının kelâmcıların ta?lîl
anlayışlarını yansıtması da buradan ileri gelmektedir.
Çalışmamızda felsefi ta?lîl konusu da hatırı sayılır bir yer işgal etmektedir. Zira kelâmî ta?lîlle felsefî ta?lîl
arasında sıkı bir etkileşim ve diyalektik söz konusudur. Nitekim kelâm ilmi İslâm inancını savunmayı
amaç edindiğinden İslâm'a aykırı bulunan her türlü muarız fikir ve akımlara karşı koymakta ve savunduğu
inançları yansıtıp temellendiren argümanlar geliştirmektedir. Bu kabil fikirlerin neşet ettiği kaynaklardan
biri de felsefî görüşlerdir ki felsefî ta?lîl -tümüyle olmasa da- bu görüşler arasında yer almaktadır. Çünkü
felsefî ta?lîl kelâm ilminin kabulleri açısından mahzurlu sayılan bazı hususları barındırmaktadır...
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 312,00 | 312,00 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.