9786055029425
434394
https://www.merkezkitabevi.com/ideoloji-olarak-biyoloji-dna-doktrini
İdeoloji Olarak Biyoloji : DNA Doktrini
151.84
Her politik felsefe bir insan dogasi teorisiyle baslamak zorundadir. Ideoloji Olarak Biyoloji, kökleri on dokuzuncu yüzyildaki sosyal Darwinizme uzanan ve toplumun özelliklerinin, üyelerinin bi reysel özelliklerden kaynaklandigini ve bu özelliklerin de üyelerin genlerinde bulundugunu ka bul eden sosyobiyolojiyi odagina alarak, modern bilim ideolojisinin bizi yönelttigi hatali yollari inceliyor. Bilimin sinirli oldugunu kabul ederek, doganin zenginligini yeniden kesfetmemizi ve bilimin gerçek degerini takdir etmemizi sagliyor. Dünyanin önde gelen bilim insanlarindan R. C. Lewontin yayimlandigi yil büyük ses getiren kitabinda, Stephen Jay Gould ve Peter Medawar'la ayni dogrultuda, “saf bilimin” toplumsal ve siyasi ihtiyaçlarla varsayimlar tarafindan nasil sekillendirilip yönlendirildigini irdeliyor. “Bilim insanlari, yasama bilim insanlari olarak degil, ailenin, devletin, üretken bir yapinin içindeki toplumsal varliklar olarak baslar ve dogaya toplumsal deneyimlerinin sekillendirdigi bir mercekten bakarlar... Bilim, kendinden önceki Kilise gibi, her tarihsel devirde toplumun baskin degerleriyle görüslerini yansitan ve perçinleyen bir toplumsal kurumdur.”
Her politik felsefe bir insan dogasi teorisiyle baslamak zorundadir. Ideoloji Olarak Biyoloji, kökleri on dokuzuncu yüzyildaki sosyal Darwinizme uzanan ve toplumun özelliklerinin, üyelerinin bi reysel özelliklerden kaynaklandigini ve bu özelliklerin de üyelerin genlerinde bulundugunu ka bul eden sosyobiyolojiyi odagina alarak, modern bilim ideolojisinin bizi yönelttigi hatali yollari inceliyor. Bilimin sinirli oldugunu kabul ederek, doganin zenginligini yeniden kesfetmemizi ve bilimin gerçek degerini takdir etmemizi sagliyor. Dünyanin önde gelen bilim insanlarindan R. C. Lewontin yayimlandigi yil büyük ses getiren kitabinda, Stephen Jay Gould ve Peter Medawar'la ayni dogrultuda, “saf bilimin” toplumsal ve siyasi ihtiyaçlarla varsayimlar tarafindan nasil sekillendirilip yönlendirildigini irdeliyor. “Bilim insanlari, yasama bilim insanlari olarak degil, ailenin, devletin, üretken bir yapinin içindeki toplumsal varliklar olarak baslar ve dogaya toplumsal deneyimlerinin sekillendirdigi bir mercekten bakarlar... Bilim, kendinden önceki Kilise gibi, her tarihsel devirde toplumun baskin degerleriyle görüslerini yansitan ve perçinleyen bir toplumsal kurumdur.”
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 151,84 | 151,84 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.