9786054822027
431334
https://www.merkezkitabevi.com/islamlasma-efsanesi-kolektif-bir-anksiyete-uzerine-deneme
İslamlaşma Efsanesi Kolektif Bir Anksiyete Üzerine Deneme
136.50
Bir asiri sagci militanin 1990'li yillar boyunca komada kaldigini ve 2000'li yillarda da komadan çiktigini, nihayet günlük hayatina yeniden döndügünü hayal edelim: Ilk olarak içinde yer aldigi siyasî çevrelerin asiri sert irkçi tutumlari karsisinda dehsete kapilir, ikinci olarak içinde yer aldigi asiri sagci grubun ittifaklari karsisinda dehsete kapilir. Çünkü mensubu oldugu asiri sagci grubun, kendini devletin ve halkin sahibi sanan cumhuriyetçi-laiklerle, laik solcularla, kendini sosyalist ve komünist olarak tanimlayan çevrelerle neredeyse sarsilmaz bir ittifak kurduguna taniklik etmektedir. Ittifakin adi laiklik ve vatan degerlerinin bütünlügüdür. Laik çati sag/sol ayrimini asmis, vatanci bir laik migfer, bir laik cevap halini almistir. Komadan çikan asiri sagci militanimiz, uyanir uyanmaz gördügü bu rüya karsisinda kendine “hâlâ komada miyim?” diye sorar.Ittifaka, bütün olarak Avrupa Birligi ve kimi AB adayi ülkelerde tirmanan müslümanlasma, Islâmlasma, asiri göçmen nüfus ve göçmenlerin dogurganligi sebep olmustur.Laik cepheye göre, Avrupa nüfusu müslümanlasmakta ve Avrupa degerleri de Islâmlasmakta ya da giderek Islâmî degerlere teslim olmaktadir. Islâm, Avrupa'yi içeriden sömürgelestirmek üzeredir.Böylece 2000'li yillarda, Avrupa (‘degerlerini' savunan) toplumlarinin çogundaki tartismalar Islâmlasma kelimesinin etrafinda dönmeye basladi.Avrupalilar nezdinde Islâmlasma, bir sentezin adidir: Türklesme, Araplasma, Pakistanlilasma… ama seriata dogru ilerleyen bir sentez. Laik cepheye göre Islâmlasma, 1980'li, 1970'li yillarda çökertilen Italya'daki Kizil Tugaylar ya da Almanya'da Baader Örgütü'nün yerini almistir. Hattâ Islâmî talepler, eski devrimci komünizmin yerine geçmistir. Ama durum farklidir. Arap ya da Türk kökenli, ama müslümanlar genellikle banliyölerde yasarlar. Bu mahallelerde yasayan nüfus, bir kenara atilmis, ülkenin geri kalanindan uzaklastirilmislardir. Maddî ve özellikle de simgesel bir sefâlet içinde sürdürürler yasamlarini. Buralarda yasayan ve dine en çok inananlar nüfusun en yoksul kesimleridir: Kirilgan ve patlamaya hazirdirlar.Liogier'in kitabi bu efsaneyi ya da Avrupa'nin yeni yoksullarinin tuzu kurularinin korkularindan türeyen efsaneyi anlatiyor.
Bir asiri sagci militanin 1990'li yillar boyunca komada kaldigini ve 2000'li yillarda da komadan çiktigini, nihayet günlük hayatina yeniden döndügünü hayal edelim: Ilk olarak içinde yer aldigi siyasî çevrelerin asiri sert irkçi tutumlari karsisinda dehsete kapilir, ikinci olarak içinde yer aldigi asiri sagci grubun ittifaklari karsisinda dehsete kapilir. Çünkü mensubu oldugu asiri sagci grubun, kendini devletin ve halkin sahibi sanan cumhuriyetçi-laiklerle, laik solcularla, kendini sosyalist ve komünist olarak tanimlayan çevrelerle neredeyse sarsilmaz bir ittifak kurduguna taniklik etmektedir. Ittifakin adi laiklik ve vatan degerlerinin bütünlügüdür. Laik çati sag/sol ayrimini asmis, vatanci bir laik migfer, bir laik cevap halini almistir. Komadan çikan asiri sagci militanimiz, uyanir uyanmaz gördügü bu rüya karsisinda kendine “hâlâ komada miyim?” diye sorar.Ittifaka, bütün olarak Avrupa Birligi ve kimi AB adayi ülkelerde tirmanan müslümanlasma, Islâmlasma, asiri göçmen nüfus ve göçmenlerin dogurganligi sebep olmustur.Laik cepheye göre, Avrupa nüfusu müslümanlasmakta ve Avrupa degerleri de Islâmlasmakta ya da giderek Islâmî degerlere teslim olmaktadir. Islâm, Avrupa'yi içeriden sömürgelestirmek üzeredir.Böylece 2000'li yillarda, Avrupa (‘degerlerini' savunan) toplumlarinin çogundaki tartismalar Islâmlasma kelimesinin etrafinda dönmeye basladi.Avrupalilar nezdinde Islâmlasma, bir sentezin adidir: Türklesme, Araplasma, Pakistanlilasma… ama seriata dogru ilerleyen bir sentez. Laik cepheye göre Islâmlasma, 1980'li, 1970'li yillarda çökertilen Italya'daki Kizil Tugaylar ya da Almanya'da Baader Örgütü'nün yerini almistir. Hattâ Islâmî talepler, eski devrimci komünizmin yerine geçmistir. Ama durum farklidir. Arap ya da Türk kökenli, ama müslümanlar genellikle banliyölerde yasarlar. Bu mahallelerde yasayan nüfus, bir kenara atilmis, ülkenin geri kalanindan uzaklastirilmislardir. Maddî ve özellikle de simgesel bir sefâlet içinde sürdürürler yasamlarini. Buralarda yasayan ve dine en çok inananlar nüfusun en yoksul kesimleridir: Kirilgan ve patlamaya hazirdirlar.Liogier'in kitabi bu efsaneyi ya da Avrupa'nin yeni yoksullarinin tuzu kurularinin korkularindan türeyen efsaneyi anlatiyor.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 136,50 | 136,50 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.