9786051144917
380056
https://www.merkezkitabevi.com/jerusalem
Jerusalem
11.83
Bizi Belirleyen, Belki de Çocukluk Ülkemizdir. Markar Esayan'in Timas Yayinlarindan tam da bugünlerde çikan romani Jerusalem bunu düsündürüyor okura. "Eylül 1977 / Babamin beni almaya geldigi günü dünmüs gibi hatirliyorum. Eve ürküntü veren bir gerginlik hâkimdi o aksamüstü" diye basliyor Jerusalem. Esayan, bir solukta okunan romaninda Istanbullu bir Ermeni ailenin öyküsünü anlatiyor. Kendi çocukluk yillari zorluklarla geçen baba, sekiz yasindaki oglunu iyi bir egitim almasi için Kudüs'e göndermek ister. Henüz "bu dünyada olma" haline bile alisamayan kahramanimiz bir anda annesinden, sehrinden, yuvasindan ayrilmak zorunda kalir. Yatili okulun soguk ve nemli odalari, "Evden gönderilen, neden kardeslerim degil de ben?" sorgulamalari, manastirin nispeten sakin havasi, ama duvarlarin hemen ötesinde bir yurdu paylasmaya çalisan iki halkin mücadelesi, varlikli ve nüfuzlu bir aileden geliyor olmaktan kaynaklanan "hanim evladi" görüntüsünü alt etmek için girisilen onlarca macera... Ve daima varligi hissedilen ve onunla teselli bulunan Hz. Isa imgesi... Jerusalem böylesine zor bir konuda tam bir samimiyet ve kivam örnegi sunuyor. Kahramanlarinin hiçbirini kayirmadan ve hiçbirini ihmal etmeden bütün isimlere hayat veriyor. Kudüs'ü anlatiyor, Istanbul'u anlatiyor, "gerçek bir aciyi" yasarken üzüntü ve kederi kendi tekeline alma halini, Hz. Isa'nin çileli yolculugunu, Filistinli Ekrem'i, yasindan çok önce olgunlasan Vasken'i, haylaz Maksut'u anlatiyor. Üstelik tüm bunlar tam bir kivam ile yapiyor. Adeta sinematografik bir anlatimi var: sürükleyici ve ilginç. Öte yandan bir edebiyat metni oldugunu hissettiren detaylar da yerli yerinde; kisiler arasi iliskiler ve insanlik durumlari ustalikla islenmis. Esayan'in kurguladigi karakterler, duygular ve olaylar oyunbaz hamlelere gerek birakmayacak kadar sahici.Ince Kapak:
Bizi Belirleyen, Belki de Çocukluk Ülkemizdir. Markar Esayan'in Timas Yayinlarindan tam da bugünlerde çikan romani Jerusalem bunu düsündürüyor okura. "Eylül 1977 / Babamin beni almaya geldigi günü dünmüs gibi hatirliyorum. Eve ürküntü veren bir gerginlik hâkimdi o aksamüstü" diye basliyor Jerusalem. Esayan, bir solukta okunan romaninda Istanbullu bir Ermeni ailenin öyküsünü anlatiyor. Kendi çocukluk yillari zorluklarla geçen baba, sekiz yasindaki oglunu iyi bir egitim almasi için Kudüs'e göndermek ister. Henüz "bu dünyada olma" haline bile alisamayan kahramanimiz bir anda annesinden, sehrinden, yuvasindan ayrilmak zorunda kalir. Yatili okulun soguk ve nemli odalari, "Evden gönderilen, neden kardeslerim degil de ben?" sorgulamalari, manastirin nispeten sakin havasi, ama duvarlarin hemen ötesinde bir yurdu paylasmaya çalisan iki halkin mücadelesi, varlikli ve nüfuzlu bir aileden geliyor olmaktan kaynaklanan "hanim evladi" görüntüsünü alt etmek için girisilen onlarca macera... Ve daima varligi hissedilen ve onunla teselli bulunan Hz. Isa imgesi... Jerusalem böylesine zor bir konuda tam bir samimiyet ve kivam örnegi sunuyor. Kahramanlarinin hiçbirini kayirmadan ve hiçbirini ihmal etmeden bütün isimlere hayat veriyor. Kudüs'ü anlatiyor, Istanbul'u anlatiyor, "gerçek bir aciyi" yasarken üzüntü ve kederi kendi tekeline alma halini, Hz. Isa'nin çileli yolculugunu, Filistinli Ekrem'i, yasindan çok önce olgunlasan Vasken'i, haylaz Maksut'u anlatiyor. Üstelik tüm bunlar tam bir kivam ile yapiyor. Adeta sinematografik bir anlatimi var: sürükleyici ve ilginç. Öte yandan bir edebiyat metni oldugunu hissettiren detaylar da yerli yerinde; kisiler arasi iliskiler ve insanlik durumlari ustalikla islenmis. Esayan'in kurguladigi karakterler, duygular ve olaylar oyunbaz hamlelere gerek birakmayacak kadar sahici.Ince Kapak:
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 11,83 | 11,83 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.