9789752898851
535588
https://www.merkezkitabevi.com/kar-kokusu-cep-boy
Kar Kokusu (Cep Boy)
7.70
Yari otobiyografik bir roman. Sovyetler Birligi henüz dagilmamis. Türkiye'de askeri diktatörlügün en karanlik günleri. Moskova'daki uluslararasi okulda egitim gören Türkiyeli devrimciler. Askeri diktatörlügün istihbaratçilari onlarin pesinde. Ve karlar üzerinde bir cinayet. Cinayet sorgusuyla baslayan iç hesaplasma. Hayatin anlami nedir? Gerçegi kim temsil ediyor? Sadece Türkiye Komünist Partisi'nin degil, uluslararasi devrimci hareketin bir dönemine de farkli bir bakis."Mehmet korulugun sinirindaki dereye geldiginde, Leonid yine yaklasmisti pencereye. Ama Mehmet onu görmedi. Gözleri geçecegi derenin üzerindeki küçük köprüye takilmisti, yerler buzdan parildiyordu. Köprüye dogru bir adim atmisti ki, ayagi kaydi. Düsmekten son anda tahta korkuluga tutunarak kurtuldu. Dogrulup yeniden yürümeye baslayacakti ki, arkasinda birinin varligini hissetti. Irkilerek basini çevirmeye çalisti ama geç kalmisti; derinden gelen bir ses duydu, ayni anda sirtinda siddetli bir darbe hissetti; hizla öne savruldu ama elleri hâlâ korkuluklarda oldugu için yere düsmedi. Basini çevirip vurani görmek istedi, basaramadi. Bakislari usulca asagi, gögsüne kaydi, hiçbir sey göremedi. Ama sirtindaki agirlik hissedilmeyecek gibi degildi. Birkaç saniye ayakta kaldi, basi dönüyor, kusmak istiyordu. Engellemek istedi, basaramadi, agzindan koyu bir sivinin bosaldigini fark etti. Elleri korkuluktan çözüldü, yüzüstü yere yikildi. Düserken basini köprünün buzlanmis tahta dösemesine çarpmisti, ama hiç aci duymuyordu. Yalnizca hizla uzaklasan birinin ayak seslerini isitti."
Yari otobiyografik bir roman. Sovyetler Birligi henüz dagilmamis. Türkiye'de askeri diktatörlügün en karanlik günleri. Moskova'daki uluslararasi okulda egitim gören Türkiyeli devrimciler. Askeri diktatörlügün istihbaratçilari onlarin pesinde. Ve karlar üzerinde bir cinayet. Cinayet sorgusuyla baslayan iç hesaplasma. Hayatin anlami nedir? Gerçegi kim temsil ediyor? Sadece Türkiye Komünist Partisi'nin degil, uluslararasi devrimci hareketin bir dönemine de farkli bir bakis."Mehmet korulugun sinirindaki dereye geldiginde, Leonid yine yaklasmisti pencereye. Ama Mehmet onu görmedi. Gözleri geçecegi derenin üzerindeki küçük köprüye takilmisti, yerler buzdan parildiyordu. Köprüye dogru bir adim atmisti ki, ayagi kaydi. Düsmekten son anda tahta korkuluga tutunarak kurtuldu. Dogrulup yeniden yürümeye baslayacakti ki, arkasinda birinin varligini hissetti. Irkilerek basini çevirmeye çalisti ama geç kalmisti; derinden gelen bir ses duydu, ayni anda sirtinda siddetli bir darbe hissetti; hizla öne savruldu ama elleri hâlâ korkuluklarda oldugu için yere düsmedi. Basini çevirip vurani görmek istedi, basaramadi. Bakislari usulca asagi, gögsüne kaydi, hiçbir sey göremedi. Ama sirtindaki agirlik hissedilmeyecek gibi degildi. Birkaç saniye ayakta kaldi, basi dönüyor, kusmak istiyordu. Engellemek istedi, basaramadi, agzindan koyu bir sivinin bosaldigini fark etti. Elleri korkuluktan çözüldü, yüzüstü yere yikildi. Düserken basini köprünün buzlanmis tahta dösemesine çarpmisti, ama hiç aci duymuyordu. Yalnizca hizla uzaklasan birinin ayak seslerini isitti."
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 7,70 | 7,70 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.