Kösem Sultan

Tinoslu Anastasya bir kalyonun ambarinda Constantinapolis'e dogru yola çiktiginda siradan bir köleydi. Korkuyordu. Birkaç yil sonra, Sultan 1. Ahmed'in gözdesi Kösem Sultan olarak nam saldi. Korkutuyordu. Kadinlarin güzelliklerine göre tasniflendigi bir dünyada kölelikten kurtulusun zekâya bagli oldugunu, zekânin ise entrikayla bilendigini erken kesfetti. Insanin korkuttukça daha çok korktugunu deneyerek ögrendi. Onun savas alani, agalari, hadimlari, kendisinden önceki gözdeleri, kendisini alt edip bir kez olsun Sultan'in koynuna girebilmenin hayalini kuran cariyeleri, gediklileriyle Harem'di. Osmanli'ya varis vermenin kolay ama geçici bir güç oldugunu görünce elini kana uzatmakta sakinca görmedi. Bu, kadinlara yasakli bir dünyada ask oyununu bile ancak bir hadimla kurabilecek Kösem'in var olma savasiydi. Elbette digerlerinin de... Tarihin etkileyici karakterlerinden Kösem Sultan daha önce de kaleme alindi, ya biyografisi denendi ya da romani yazildi. Bu kurgu romani digerlerinden farkli kilansa, yazarinin Kösem Sultan'in Tinos'tan yola çiktigi yasta, yani on dördünde romanina son noktayi koymasi... Asli Eke tarihe sadakattense muhayyilesine ve kurgusuna yaslandigi bu ilk romaninda kadin ile erkek, köle ile efendi arasindaki karanlik yollarda geziniyor...