9789753426602
538246
https://www.merkezkitabevi.com/magdurun-dili
Mağdurun Dili
147.42
Magdurun Dili'nde, edebiyatin dislanmislikla kesistigi alanda dolasiyor Nurdan Gürbilek. Çogu zaman kliselerle yaklastigimiz magdurluga edebiyatin nasil isik düsürebilecegini, öte yandan dislanmislik duygusunun edebiyati nasil biçimlendirdigini anlamaya çalisiyor. Dostoyevski'nin "yeralti trajedisi" adini verdigi çatismanin, ayni anda hem büyük hayaller hem de incinmislikten yapilma bir yeraltina itilmisligin, yazarin okuruyla iliskisini nasil etkiledigini inceliyor. Edebiyatin gurur yarasini, yazarin kibrini, dahasi okurun tutunamamisliktan neden israrla bir zafer çikarttigini tartisiyor.
Tartismanin orta yerinde ise bir "dil" problemi var: "Yazar ya mesafeli bir tavirla ele alacak bunlari; aciyi olgudan, magduru kavramdan, dislanmisligi laftan ibaret birakacak; kimseyi tam inandiramayacak; canevinden vuramayacak okurunu. Ya da yogun duygudan yola çikacak; aciyi gülünçlestirmeyi, bir aci efektine dönüstürmeyi göze alacak. Öyleyse bu 'kirik ve istirap dolu' malzemeyi nasil anlatmali? Kayitsiz kalmadan, ama bir mutlak dayanaga da dönüstürmeden, aci çekeni küçük düsürmeden anlatilabilir mi bütün bunlar? Aciyi hayatin kurucu ilkesiymis gibi göstermeden, magdurluktan gurur, kayiptan ihtisam çikartmadan anlatmak mümkün mü? Mutsuzluga yakindan bakan, ama mutsuzluk fikriyle mutlu olmayan bir edebiyat mümkün mü gerçekten?"
Dostoyevski'nin, Oguz Atay'in, Yusuf Atilgan'in, Cemil Meriç'in yapitlarinin isiginda bu sorularin cevaplarini ariyor Gürbilek.
Magdurun Dili'nde, edebiyatin dislanmislikla kesistigi alanda dolasiyor Nurdan Gürbilek. Çogu zaman kliselerle yaklastigimiz magdurluga edebiyatin nasil isik düsürebilecegini, öte yandan dislanmislik duygusunun edebiyati nasil biçimlendirdigini anlamaya çalisiyor. Dostoyevski'nin "yeralti trajedisi" adini verdigi çatismanin, ayni anda hem büyük hayaller hem de incinmislikten yapilma bir yeraltina itilmisligin, yazarin okuruyla iliskisini nasil etkiledigini inceliyor. Edebiyatin gurur yarasini, yazarin kibrini, dahasi okurun tutunamamisliktan neden israrla bir zafer çikarttigini tartisiyor.
Tartismanin orta yerinde ise bir "dil" problemi var: "Yazar ya mesafeli bir tavirla ele alacak bunlari; aciyi olgudan, magduru kavramdan, dislanmisligi laftan ibaret birakacak; kimseyi tam inandiramayacak; canevinden vuramayacak okurunu. Ya da yogun duygudan yola çikacak; aciyi gülünçlestirmeyi, bir aci efektine dönüstürmeyi göze alacak. Öyleyse bu 'kirik ve istirap dolu' malzemeyi nasil anlatmali? Kayitsiz kalmadan, ama bir mutlak dayanaga da dönüstürmeden, aci çekeni küçük düsürmeden anlatilabilir mi bütün bunlar? Aciyi hayatin kurucu ilkesiymis gibi göstermeden, magdurluktan gurur, kayiptan ihtisam çikartmadan anlatmak mümkün mü? Mutsuzluga yakindan bakan, ama mutsuzluk fikriyle mutlu olmayan bir edebiyat mümkün mü gerçekten?"
Dostoyevski'nin, Oguz Atay'in, Yusuf Atilgan'in, Cemil Meriç'in yapitlarinin isiginda bu sorularin cevaplarini ariyor Gürbilek.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 147,42 | 147,42 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.