9789755390697
549402
https://www.merkezkitabevi.com/mahremiyetin-donusumu
Mahremiyetin Dönüşümü
131.82
"Cinsel özgürlük" bu ülkede yeterince degerlendirilmeden içi bosaltilan bir sürü terimden biri. Sol bunu hiç tartismadi. Feminizmin sesi de bir türlü gürlesemedi. Oysa 80'lerden beri cinsel içerikli yayinlarda tam bir patlama yasaniyor. Cinsellik hiç bu kadar söze dökülmemis, bu kadar görünür hale gelmemisti. Sinirli bir kesim "niceliksel özgürlük"ü bir "yenilik" olarak yasadi, yasiyor. Ama ezici çogunlugun cinselligi ve kisisel iliskileri algilama ve yasama biçiminde dikkate deger bir degisim gerçeklesmedi. Çünkü kisisel hayat özgürlük, tahakkümden arinmislik, sevgi gibi belli etik degerler dogrultusunda tanzim edilmesi gereken bir alan olarak politiklestirilmedi. Giddens bu kitabinda, kadinlarin modernlik sürecinde kisisel iliskilerde gerçeklestirdikleri büyük degisimleri yorumluyor. Gündelik hayatta özgürlükçü degerlere dayanan iliskiler gelistirilmesini ve kisisel hayatin demokratiklestirilmesini amaçlayan bir "yasam politikasi" perspektifinin imkânlari degerlendiriliyor. Yazarin "mahremiyetin dönüsümü" adini verdigi sürecin iki ana dinamigi, dogum teknolojisindeki gelismeler sayesinde üreme zorunlulugundan kopmus bir "plastik cinselligin" ortaya çikmasi ve kadinlarin cinsel özerkliginin artmasi. Yazara göre, 19. yüzyil baslarinda "anneligin icadi" ve romantik ask ideallerinin gelismesi, kamusal alana çikmasi engellenmis kadinin gönül islerinde uzmanlasmasini saglamis ve böylece kadinlar sürekli tartisarak islenebilecek bir "benlik anlatisi" gelistirme konusunda erkekleri yaya birakmislardir. Din, gelenek vs gibi dissal anlam kaynaklarinin hizla geriledigi modernlik döneminde, insanlarin kendi iliskilerine kendilerinin anlam vermesi gerektigi açiktir ve bunda da bayragi "modernligin duygu devrimcileri" olan kadinlar tasimaktadir. Kadinlar üzerindeki kontrolleri azalan ve kadinlarin getirdigi, kendini ötekine tamamen açmaya ve ask bilgisine dayanan, her türlü bagimliligi dislayan ve mutlaka cinsel doyum içermek zorunda olan esitlikçi "saf iliski" modeline ayak uydurmakta zorlanan erkekler ya siddete basvurmak ya da kendi erkekliklerini yeniden tanimlamak zorunda kalmaktadirlar. Artik cinsellik doga tarafindan belirlenen bir sey degil, biçimlenmeye açik bir özkimlik haline gelmistir. Zamparaligin artik neden demode bir sey oldugundan sekskoliklige; Freud, Foucault, Reich, Marcuse'ün teorilerinden gay kültürüne; pornografinin yayginlasmasindan ebeveyn-çocuk iliskisindeki degisimlere dek birçok konuda ufuk açici yorumlar getiren son derece önemli bir kitap Mahremiyetin Dönüsümü. Temel kaygisi ekonomik büyüme ve teknolojik denetim degil, duygusal doyum ve tinsel olgunluk olan bir uygarlik yaratmaniz gerektigini düsünenler için.
"Cinsel özgürlük" bu ülkede yeterince degerlendirilmeden içi bosaltilan bir sürü terimden biri. Sol bunu hiç tartismadi. Feminizmin sesi de bir türlü gürlesemedi. Oysa 80'lerden beri cinsel içerikli yayinlarda tam bir patlama yasaniyor. Cinsellik hiç bu kadar söze dökülmemis, bu kadar görünür hale gelmemisti. Sinirli bir kesim "niceliksel özgürlük"ü bir "yenilik" olarak yasadi, yasiyor. Ama ezici çogunlugun cinselligi ve kisisel iliskileri algilama ve yasama biçiminde dikkate deger bir degisim gerçeklesmedi. Çünkü kisisel hayat özgürlük, tahakkümden arinmislik, sevgi gibi belli etik degerler dogrultusunda tanzim edilmesi gereken bir alan olarak politiklestirilmedi. Giddens bu kitabinda, kadinlarin modernlik sürecinde kisisel iliskilerde gerçeklestirdikleri büyük degisimleri yorumluyor. Gündelik hayatta özgürlükçü degerlere dayanan iliskiler gelistirilmesini ve kisisel hayatin demokratiklestirilmesini amaçlayan bir "yasam politikasi" perspektifinin imkânlari degerlendiriliyor. Yazarin "mahremiyetin dönüsümü" adini verdigi sürecin iki ana dinamigi, dogum teknolojisindeki gelismeler sayesinde üreme zorunlulugundan kopmus bir "plastik cinselligin" ortaya çikmasi ve kadinlarin cinsel özerkliginin artmasi. Yazara göre, 19. yüzyil baslarinda "anneligin icadi" ve romantik ask ideallerinin gelismesi, kamusal alana çikmasi engellenmis kadinin gönül islerinde uzmanlasmasini saglamis ve böylece kadinlar sürekli tartisarak islenebilecek bir "benlik anlatisi" gelistirme konusunda erkekleri yaya birakmislardir. Din, gelenek vs gibi dissal anlam kaynaklarinin hizla geriledigi modernlik döneminde, insanlarin kendi iliskilerine kendilerinin anlam vermesi gerektigi açiktir ve bunda da bayragi "modernligin duygu devrimcileri" olan kadinlar tasimaktadir. Kadinlar üzerindeki kontrolleri azalan ve kadinlarin getirdigi, kendini ötekine tamamen açmaya ve ask bilgisine dayanan, her türlü bagimliligi dislayan ve mutlaka cinsel doyum içermek zorunda olan esitlikçi "saf iliski" modeline ayak uydurmakta zorlanan erkekler ya siddete basvurmak ya da kendi erkekliklerini yeniden tanimlamak zorunda kalmaktadirlar. Artik cinsellik doga tarafindan belirlenen bir sey degil, biçimlenmeye açik bir özkimlik haline gelmistir. Zamparaligin artik neden demode bir sey oldugundan sekskoliklige; Freud, Foucault, Reich, Marcuse'ün teorilerinden gay kültürüne; pornografinin yayginlasmasindan ebeveyn-çocuk iliskisindeki degisimlere dek birçok konuda ufuk açici yorumlar getiren son derece önemli bir kitap Mahremiyetin Dönüsümü. Temel kaygisi ekonomik büyüme ve teknolojik denetim degil, duygusal doyum ve tinsel olgunluk olan bir uygarlik yaratmaniz gerektigini düsünenler için.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 131,82 | 131,82 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.