Medya ve Gündelik Yaşamda Çevre Gerçeği

Gün geçmiyor ki yeni bir dogal felaket haberiyle karsilasmayalim. Son birkaç yilda dünya genelinde gerçeklesen doga olaylarinin birçogunu asiri sifatiyla nitelendirmek ise olagan hale geldi. Daha önce tutulan iklim kayitlariyla son yillarda gerçeklesen firtina, hortum, yagislar, sel, soguk ve sicak hava dalgalari ve kurakliklar karsilastirildiginda bu sifatin hak edilmedigini söylemek hata olur. Ancak bugünkü asiri doga olaylarinin baslica sorumlusunun dogal döngünün kendisi degil de bizzat insanoglu oldugu ileri sürülüyor.Yasanan felaketler son otuz yilda çevreyi küresel ve ulusal düzeyde siyaset ve kamuoyunun gündemine sokmustur. Bu süreçte medyanin çevre kavraminin insasindaki rolü ise önemlidir.Medyanin bu mücadeledeki merkezi rolüne dikkat çekerken öne sürülen savlardan biri de, insanlarin konuyla ilgili bilgilerinin eger uzmanliklari yoksa birinci elden deneyimlere degil medya araciligi ile edinilen bilgilere dayandigidir.Kitabin ilk bölümü çevre ve medya iliskisi üzerine yapilan çalismalari içermektedir. Ikinci bölüm ise gündelik yasamda karsilastigimiz çevre sorunlari ve alinacak önlemler üzerinde durmaktadir.Ancak bu kitaba ruh kazandiran özün akademik ilgiyle sinirli tutulamayacaginin alti çizilmelidir. Gerek kitabin editörlerinin gerekse de çalismalariyla bu esere katkida bulunan arastirmacilarin çevre konusunda sergiledikleri küresel çapli bir ekolojik vatandaslik tavri bu kitabin içerigini belirleyen temel özelligidir. Dolayisiyla bu eserin amaci iki uçludur: Türkiyedeki çevresel iletisim literatürüne teorik ve metodolojik açilardan katkida bulunurken okuyucularinin ekolojik hassasiyetlerini artirmak ve kisa yasami süresince bilinçli bir üyesi oldugu dogaya ve dogal hayata karsi sorumluluklarini hatirlatmak.