9786052186879
395138
https://www.merkezkitabevi.com/naz-makami
Naz Makamı
148.20
İnsanın, sevmenin hazzını yaşadığı
Sevgiliye, en büyük sevgiliye yakın olduğunu hissettiği makam.
Bu Toprağın Çocukları (Müzikal), Özgecan/Çarşamba Perisi, Fujiwara/Kubilay'ın Kılıcı, Thecla/Şifacı ve Seni Sevdiğimi Kimseye Söylemedim adlı eserlerin yazarı Bahaettin Kabahasanoğlu; gazete ve dergi yazılarından oluşan NAZ MAKAMI ile edebiyat yolculuğunu sürdürüyor.
Yazar, naz hakkının, en büyük haklardan biri olduğuna inanıyor.
Mademki insanoğluna bu hak verilmiş, o zaman günü ve saati geldiğinde tepe tepe kullanmalı ama bir şartla, sıranın karşısındakine geçeceğini de unutmadan
Tepki aldığında nazın bittiği yer demeden, kırıp dökmeden.
Sözün sahibinin hatırı olduğundan hareketle
Sen hâlâ naz saati uygulamasına geçmedin mi?
Çünkü naz, eşi benzeri olmayan duygusal iplik gibi...
Bir ucu sizin kalbinizde, diğeri de değer verdiğinizin, sevdiğinizin Günlere gecelere, aylara yıllara yayılan ince bir işçilik söz konusu
Naz, rüyalarınız ve gözyaşlarınızla bütünleşerek vicdanınız olmuştur artık.
Naz maşukun, niyaz âşıkın kârıdır derler.
Kendisine âşık olunan nazlanır, âşık olan ise yalvarır yakarır.
Nazdan yola çıkınca büyük bir coğrafya ile karşılaşıyoruz.
Kelimeler ve kavramlar, yıllar önce terk ettiğimiz kentler gibi öylesine büyülü ki insanın nazlanası geliyor, sevdiklerinin nazını çekesi
Bahaettin Kabahasanoğlu, o naif anlatımıyla sizi Naz Makamına götürüyor. Her hikâye, biraz dinlenip düşündüğümüz merdiven gibi.
Sevgiliye, en büyük sevgiliye yakın olduğunu hissettiği makam.
Bu Toprağın Çocukları (Müzikal), Özgecan/Çarşamba Perisi, Fujiwara/Kubilay'ın Kılıcı, Thecla/Şifacı ve Seni Sevdiğimi Kimseye Söylemedim adlı eserlerin yazarı Bahaettin Kabahasanoğlu; gazete ve dergi yazılarından oluşan NAZ MAKAMI ile edebiyat yolculuğunu sürdürüyor.
Yazar, naz hakkının, en büyük haklardan biri olduğuna inanıyor.
Mademki insanoğluna bu hak verilmiş, o zaman günü ve saati geldiğinde tepe tepe kullanmalı ama bir şartla, sıranın karşısındakine geçeceğini de unutmadan
Tepki aldığında nazın bittiği yer demeden, kırıp dökmeden.
Sözün sahibinin hatırı olduğundan hareketle
Sen hâlâ naz saati uygulamasına geçmedin mi?
Çünkü naz, eşi benzeri olmayan duygusal iplik gibi...
Bir ucu sizin kalbinizde, diğeri de değer verdiğinizin, sevdiğinizin Günlere gecelere, aylara yıllara yayılan ince bir işçilik söz konusu
Naz, rüyalarınız ve gözyaşlarınızla bütünleşerek vicdanınız olmuştur artık.
Naz maşukun, niyaz âşıkın kârıdır derler.
Kendisine âşık olunan nazlanır, âşık olan ise yalvarır yakarır.
Nazdan yola çıkınca büyük bir coğrafya ile karşılaşıyoruz.
Kelimeler ve kavramlar, yıllar önce terk ettiğimiz kentler gibi öylesine büyülü ki insanın nazlanası geliyor, sevdiklerinin nazını çekesi
Bahaettin Kabahasanoğlu, o naif anlatımıyla sizi Naz Makamına götürüyor. Her hikâye, biraz dinlenip düşündüğümüz merdiven gibi.
İnsanın, sevmenin hazzını yaşadığı
Sevgiliye, en büyük sevgiliye yakın olduğunu hissettiği makam.
Bu Toprağın Çocukları (Müzikal), Özgecan/Çarşamba Perisi, Fujiwara/Kubilay'ın Kılıcı, Thecla/Şifacı ve Seni Sevdiğimi Kimseye Söylemedim adlı eserlerin yazarı Bahaettin Kabahasanoğlu; gazete ve dergi yazılarından oluşan NAZ MAKAMI ile edebiyat yolculuğunu sürdürüyor.
Yazar, naz hakkının, en büyük haklardan biri olduğuna inanıyor.
Mademki insanoğluna bu hak verilmiş, o zaman günü ve saati geldiğinde tepe tepe kullanmalı ama bir şartla, sıranın karşısındakine geçeceğini de unutmadan
Tepki aldığında nazın bittiği yer demeden, kırıp dökmeden.
Sözün sahibinin hatırı olduğundan hareketle
Sen hâlâ naz saati uygulamasına geçmedin mi?
Çünkü naz, eşi benzeri olmayan duygusal iplik gibi...
Bir ucu sizin kalbinizde, diğeri de değer verdiğinizin, sevdiğinizin Günlere gecelere, aylara yıllara yayılan ince bir işçilik söz konusu
Naz, rüyalarınız ve gözyaşlarınızla bütünleşerek vicdanınız olmuştur artık.
Naz maşukun, niyaz âşıkın kârıdır derler.
Kendisine âşık olunan nazlanır, âşık olan ise yalvarır yakarır.
Nazdan yola çıkınca büyük bir coğrafya ile karşılaşıyoruz.
Kelimeler ve kavramlar, yıllar önce terk ettiğimiz kentler gibi öylesine büyülü ki insanın nazlanası geliyor, sevdiklerinin nazını çekesi
Bahaettin Kabahasanoğlu, o naif anlatımıyla sizi Naz Makamına götürüyor. Her hikâye, biraz dinlenip düşündüğümüz merdiven gibi.
Sevgiliye, en büyük sevgiliye yakın olduğunu hissettiği makam.
Bu Toprağın Çocukları (Müzikal), Özgecan/Çarşamba Perisi, Fujiwara/Kubilay'ın Kılıcı, Thecla/Şifacı ve Seni Sevdiğimi Kimseye Söylemedim adlı eserlerin yazarı Bahaettin Kabahasanoğlu; gazete ve dergi yazılarından oluşan NAZ MAKAMI ile edebiyat yolculuğunu sürdürüyor.
Yazar, naz hakkının, en büyük haklardan biri olduğuna inanıyor.
Mademki insanoğluna bu hak verilmiş, o zaman günü ve saati geldiğinde tepe tepe kullanmalı ama bir şartla, sıranın karşısındakine geçeceğini de unutmadan
Tepki aldığında nazın bittiği yer demeden, kırıp dökmeden.
Sözün sahibinin hatırı olduğundan hareketle
Sen hâlâ naz saati uygulamasına geçmedin mi?
Çünkü naz, eşi benzeri olmayan duygusal iplik gibi...
Bir ucu sizin kalbinizde, diğeri de değer verdiğinizin, sevdiğinizin Günlere gecelere, aylara yıllara yayılan ince bir işçilik söz konusu
Naz, rüyalarınız ve gözyaşlarınızla bütünleşerek vicdanınız olmuştur artık.
Naz maşukun, niyaz âşıkın kârıdır derler.
Kendisine âşık olunan nazlanır, âşık olan ise yalvarır yakarır.
Nazdan yola çıkınca büyük bir coğrafya ile karşılaşıyoruz.
Kelimeler ve kavramlar, yıllar önce terk ettiğimiz kentler gibi öylesine büyülü ki insanın nazlanası geliyor, sevdiklerinin nazını çekesi
Bahaettin Kabahasanoğlu, o naif anlatımıyla sizi Naz Makamına götürüyor. Her hikâye, biraz dinlenip düşündüğümüz merdiven gibi.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 148,20 | 148,20 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.