9786054042616
422929
https://www.merkezkitabevi.com/niyaz-i-misri-divani-serhi
Niyaz-i Mısri Divanı Şerhi
447.85
Son arastirmalarimizda Misrî Hazretleri'nin dîvâninda 231 manzûme tesbît etmis durumdayiz. Bu manzûmelerin on alti tanesi Arapça, digerleri Türkçe'dir. Umumiyetle arûzlu ve heceli gazellerin yer aldigi dîvânda, çok az kosma tarzinda siir, birkaç tane de kit‘a bulunmaktadir. Yine manzûmelerin dördü mülemmâ, biri de mesnevî sekliyle yazilmistir. Dîvânda bulunan iki yüz siir arûzla, otuz bir tanesi de heceyle yazilmistir. Muhammed Nûr Hazretleri ihvânina serhi yaparken dîvân-i ilâhiyâtin muhtemelen Bulak'ta H. 1254 (1838) veya H. 1259 (1843) senesinde yapilan baskisini esas almistir. Eserin bu nesrinde 187 nutk-i serîf mevcûttur. Bizim nesrimizdeki söz konusu fazla 44 siir, yazma dîvânlara gidildikçe bir mikdar daha artabilir kanaatindeyim (bk. Niyâzî-i Misrî Halvetî, Dîvân-i Ilâhiyât, haz. Mustafa Tatci, Istanbul 2013). Buna göre kütüphânelerde mürettep dîvânlarin pek çogu nâkistir denebilir. Bunun sebebi, Hazret-i Pîr'in ilâhiyâtina ait lüsveddelerinin bir kisminin Elmali'da, bir kisminin da Usak'ta ve özellikle sürgün sirasinda Bursa'da kalmasindan kaynaklanmaktadir. Bu sirada pek çogunun da zâyi oldugunu söylemek mümkündür. Hazret-i Misrî elde kalan ilâhîlerini Limni'de bulundugu siralarda ihvândan Kavala seyhi Mustafa Efendi'ye vererek mürettep hâle getirtmistir. Hazret-i Pîr'in yazdigi her siirin mânâsinin künhüne vâkif olmak mümkün degildir. Ilm-i cifre, esyanin ve hâdiselerin hakîkatine vukûfiyeti olan ve zamân zamân istikbâle atiflarda bulunan Niyâzî, sülûk erbâbinin tefekkür ederek anlayabilecegi bir büyük hazîne birakmistir. Bu hazîneyi de ancak onun gibi hakîkatin zirvelerinde seyreden Seyyid Muhammed Nûr gibi bir gönül eri kesfedebilirdi.
Son arastirmalarimizda Misrî Hazretleri'nin dîvâninda 231 manzûme tesbît etmis durumdayiz. Bu manzûmelerin on alti tanesi Arapça, digerleri Türkçe'dir. Umumiyetle arûzlu ve heceli gazellerin yer aldigi dîvânda, çok az kosma tarzinda siir, birkaç tane de kit‘a bulunmaktadir. Yine manzûmelerin dördü mülemmâ, biri de mesnevî sekliyle yazilmistir. Dîvânda bulunan iki yüz siir arûzla, otuz bir tanesi de heceyle yazilmistir. Muhammed Nûr Hazretleri ihvânina serhi yaparken dîvân-i ilâhiyâtin muhtemelen Bulak'ta H. 1254 (1838) veya H. 1259 (1843) senesinde yapilan baskisini esas almistir. Eserin bu nesrinde 187 nutk-i serîf mevcûttur. Bizim nesrimizdeki söz konusu fazla 44 siir, yazma dîvânlara gidildikçe bir mikdar daha artabilir kanaatindeyim (bk. Niyâzî-i Misrî Halvetî, Dîvân-i Ilâhiyât, haz. Mustafa Tatci, Istanbul 2013). Buna göre kütüphânelerde mürettep dîvânlarin pek çogu nâkistir denebilir. Bunun sebebi, Hazret-i Pîr'in ilâhiyâtina ait lüsveddelerinin bir kisminin Elmali'da, bir kisminin da Usak'ta ve özellikle sürgün sirasinda Bursa'da kalmasindan kaynaklanmaktadir. Bu sirada pek çogunun da zâyi oldugunu söylemek mümkündür. Hazret-i Misrî elde kalan ilâhîlerini Limni'de bulundugu siralarda ihvândan Kavala seyhi Mustafa Efendi'ye vererek mürettep hâle getirtmistir. Hazret-i Pîr'in yazdigi her siirin mânâsinin künhüne vâkif olmak mümkün degildir. Ilm-i cifre, esyanin ve hâdiselerin hakîkatine vukûfiyeti olan ve zamân zamân istikbâle atiflarda bulunan Niyâzî, sülûk erbâbinin tefekkür ederek anlayabilecegi bir büyük hazîne birakmistir. Bu hazîneyi de ancak onun gibi hakîkatin zirvelerinde seyreden Seyyid Muhammed Nûr gibi bir gönül eri kesfedebilirdi.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 447,85 | 447,85 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.