Ona Sesleniş

Yüzü askin siirden olusan bu kitabin temasi büyük ölçüde sevgidir, asktir. Insan yasaminda birçok duygunun yeri olmakla birlikte, sevgi, ask duygusu, belki de zirvede yer alan bir duygu olsa gerek. Dünya ve ülke siirinde iz birakmis büyük ozanlarin yazdiklari siirlerin önemli bir bölümünün sevgiyi ve aski konu almalari, herhalde nedensiz degildir. Yazarlar romanlarinda, öykülerinde, senaryolarinda, besteciler bestelerinde, heykeltiraslar yontularinda bu muhtesem duyguyu yogun bir biçimde yansitiyorlarsa, bunun bir anlami olsa gerek. Kitapta yer alan dizelerin ne ölçüde siir oldugu konusundaki hükmü kuskusuz okuyucu verecektir. Bu dizeleri kâgida döken yazarin bu baglamda bir iddiasi bulunmamaktadir. Siir sanatinin ne denli emek ve birikim isteyen bir ugras oldugunun bilincinde olan bir kisinin, böyle bir iddia tasimasi olanakli degildir, dolayisiyla kitapta yer alan dizelerin, duyumsanan ve yasanan yogun duygulari yansitan siir denemeleri olarak algilanmasi, yazarin okurlardan dilegidir. Kitabin tek amaci, sayfalara dökülen duygularin, bu duygulari yüreklerinde, gönüllerinde yasayip da kaleme alamamis kisilerle paylasilmasindan ibarettir. Siirin, her seyden önce, yogun bir duygu ürünü oldugu açiktir. Konusu ne olursa olsun duygu olmadan siir yazilamaz. Sevgi ve ask siirleri ise, duygunun en yogun yasandigi siirlerdir. Ozanlar, dizelerinde, yasadiklari gerçek bir sevgiyi, aski dile getirdikleri gibi, yarattiklari sanal dünyalarindaki sevgi ya da sevgili için duyumsadiklarini da yansitabilirler. Ünlü bir ozan "Ne kadinlar sevdim zaten yoktular" derken askin sanalini dile getirmistir. Yasanan gerçek bir askin hissettirdigi duygular satirlara döküldügünde ise, onlar, yazarindan çok, yazarin esin kaynagi olan sevgilinin siirleridir demek daha dogru olur, çünkü yürekten kaleme, kalemden kâgida dökülen dizeler, esin kaynagi ve onun hissettirdikleri olmadan yaratilamayacagi gibi, kitaplarda, okuyanin kalbinde ve ruhunda iz birakan siirler olarak da asla yer bulamazlar.M. Temel Ergun