Osmanlı Sarayının Son Günleri

Stok Kodu:
9786052493250
Sayfa Sayısı:
227
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%28 indirimli
155,00TL
110,83TL
9786052493250
400724
Osmanlı Sarayının Son Günleri
Osmanlı Sarayının Son Günleri
110.83
Saltanatı kaldırmak için ilk fırsat Lozan Konferansı'na resmi davet gelmeden hemen önce Sadrazam Tevfik imzasıyla Mustafa Kemal Paşa'ya gönderilen telgrafta ortaya çıkmıştır; “Artık her iş tamamlandı; zafer temin edildi, eski vaziyet avdet etmelidir, padişah ve onun meşru hükümeti İstanbul'da olduğuna göre Ankara'daki teşkilatın ve hükümetin dağılması ve İstanbul'a bağlanması gerektir.” Bu hususta birkaç noktayı belirtmek gerekir. İstanbul hükümeti, bu telgrafta hâkimiyetin meşruiyeti konusunu hâlâ eski dayanaklarla açıkladığını göstermiştir. Milli hâkimiyetin ne demek olduğunun kesinlikle anlaşılamadığı görülmektedir. Bundan başka İstanbul hükümetinin, Ankara'ya karşı böyle bir yaklaşımla hareket etmesi; kurtuluş savaşı sonrası Ankara'sının alacağı radikal kararları da pekâlâ tahmin etmesinden ileri gelmektedir. Çünkü İstanbul hükümeti, milli hâkimiyet meşruiyetini bilmese de; savaşı kazanmış bir gazi meclisin aynı zamanda pekâlâ bir ihtilal meclisi hüviyetine de bürünebileceğini bilmektedir. “Büyük Millet Meclisi” tabirinin kendisi bile kurucu meclis niteliği barındırmakta ve meclis elde ettiği iktidarı eski sembol ve hâkimiyet düsturlarına bırakmaya niyetli olmayacaktır. Esasen saltanat ve hâkimiyet anlayışı ile ilgili en açıklayıcı tanımlamayı yine bir ihtilalci edası içerisinde Mustafa Kemal yapacaktır...
Saltanatı kaldırmak için ilk fırsat Lozan Konferansı'na resmi davet gelmeden hemen önce Sadrazam Tevfik imzasıyla Mustafa Kemal Paşa'ya gönderilen telgrafta ortaya çıkmıştır; “Artık her iş tamamlandı; zafer temin edildi, eski vaziyet avdet etmelidir, padişah ve onun meşru hükümeti İstanbul'da olduğuna göre Ankara'daki teşkilatın ve hükümetin dağılması ve İstanbul'a bağlanması gerektir.” Bu hususta birkaç noktayı belirtmek gerekir. İstanbul hükümeti, bu telgrafta hâkimiyetin meşruiyeti konusunu hâlâ eski dayanaklarla açıkladığını göstermiştir. Milli hâkimiyetin ne demek olduğunun kesinlikle anlaşılamadığı görülmektedir. Bundan başka İstanbul hükümetinin, Ankara'ya karşı böyle bir yaklaşımla hareket etmesi; kurtuluş savaşı sonrası Ankara'sının alacağı radikal kararları da pekâlâ tahmin etmesinden ileri gelmektedir. Çünkü İstanbul hükümeti, milli hâkimiyet meşruiyetini bilmese de; savaşı kazanmış bir gazi meclisin aynı zamanda pekâlâ bir ihtilal meclisi hüviyetine de bürünebileceğini bilmektedir. “Büyük Millet Meclisi” tabirinin kendisi bile kurucu meclis niteliği barındırmakta ve meclis elde ettiği iktidarı eski sembol ve hâkimiyet düsturlarına bırakmaya niyetli olmayacaktır. Esasen saltanat ve hâkimiyet anlayışı ile ilgili en açıklayıcı tanımlamayı yine bir ihtilalci edası içerisinde Mustafa Kemal yapacaktır...
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 110,83    110,83   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat