Paranın Toplumsal Yeniden Üretimi

Stok Kodu:
9786055513702
Sayfa Sayısı:
432
Basım Tarihi:
2013-01
Kategori:
%16 indirimli
110,00TL
92,40TL
9786055513702
441612
Paranın Toplumsal Yeniden Üretimi
Paranın Toplumsal Yeniden Üretimi
92.40

Ulusal merkez bankalari, ülke ekonomilerinin finansallasmasi sürecine paralel, toplumsal hayattaki en etkili kurumlarin basinda gelir. Yine merkez bankasi baskanlari, dünyanin en etkili isimler listesinde her daim ön siralarda yer alir. Neden? Devletin alani içerisinde ancak ötekiler kadar yer kaplayan bir kamu kurumunu digerlerine göre daha merkezi kilan husus nedir veya bir kamu bürokratini listede devlet baskanlarinin hemen ardina yerlestiren gücün kaynagi nereden gelir?Bu sorular çogaltilabilir ancak bunlara verilecek cevaplar, ekonomik alanin disina çikmayi, kültürel-ideolojik bir alanda gezinmeyi zorunlu kilar; merkez bankasinin piyasalar ve toplumsal aktörlerle kurdugu iletisimin/temasin ugraklarina daha yakindan bakmaya ihtiyaç duyar. Bu dogrultuda çalisma, merkez bankasini bir ideolojik kurum olarak temellendiriyor. Geleneksel olarak "devletin kasasi", "ulusal paranin gardiyani" gibi nitelemelerle tanimlanan merkez bankasinin, finansallasma sürecinde, bütün bu sifatlarinin önünde giden ideolojik bir niteliginin oldugunu iddia ediyor. Büyük iktisadi kategoriler üzerinden tanimlanan merkez bankasinin, içine yerlestigi ve hegemonik bir kapasiteyi hayata geçirdigi kültürel bir biçimden bahsediyor. Son dönemde önemli bir gündem olarak ön plana çikan "merkez bankasi iletisim politikalari"ni da, bu hegemonik kapasitenin temel islemsel degeri ve/veya zemini olarak tasavvur ediyor. Merkez bankasinin parasal oldugu kadar, ideolojik bir kurum da oldugunu isaret ediyor. Bu ideolojinin, en siradan insani pratiklere kadar nüfuz ettigini, en gündelik davranis biçimlerine bile paranin hareketine göre müdahil oldugunu, bireylerin yasam öyküleri ve gelecek beklentileri ile finansal sistemin devamliligi arasinda bir çakisma yaratmaya yöneldigini belirtiyor. Bu noktadan sonra yalnizca -örnegin- asgari ücret artisi, yesil kart için bütçeden ayrilan pay veya petrol fiyatlarindaki yükselisin degil, Gezi direnisinin de parasal hedefler açisindan bir risk olarak kodlanmasini bu ideolojik kapasite ile iliskilendiriyor. Kitap boyunca "para"nin ve "devlet"in alanindan "bilis"in ve "dil"in alanina degin uzanan genis bir mecrada hareket ediliyor. Ekonomi ile antropolojiye es zamanli olarak atif yapan, ekonomi-politik ve kültürel çerçeveleri ayni anda alana davet eden bu tarz bir çalismanin, elestirel ekonomi-politik ile kültürel çalismalar yaklasimlari arasinda gerçeklesecek verimli bir diyalogu talep etmesi kaçinilmazdi. Öyle de oluyor; merkez bankasi, toplumsala gömülü olan bir ekonomik sistemin, finansal kapitalizmin, farkli ugraklarinin birbirleriyle konustugu bir alan olarak kuruluyor.Dolayisiyla çalisma, merkez bankasini bir ideolojik kurum olarak yeniden insa ediyor; bu ideolojinin içinden aktigi dil, söylem vb. kanallari, bu ideolojinin seslendigi toplumsal beklentileri, psikolojileri, bilisleri ve yine ayni ideolojinin büküldügü ekonomi-politik yapilari bütünlüklü olarak ele aliyor.Alan arastirmasinda, para politikasi ideolojisinin yapilastigi "merkez bankasi iletisim metinleri"ne odaklaniyor; para politikasi hikâyesinin/anlatisinin, iletisim metinlerinin o kendine has kurgusalliginda nasil -yeniden- kuruldugunu analiz ediyor.Kitap, gerek merkez bankasinin kurumsal dönüsümü ile finansal kapitalizmin toplumsala gömülme yönelimi arasinda kurdugu bag sebebiyle, gerek merkez bankasini kültürel-ideolojik alanda yeniden tanimlama yönelimi nedeniyle, gerekse de "para" ile "dil" arasindaki veya "maddi" ve "simgesel" yeniden üretim süreçleri arasindaki iliskinin somutlastigi mecralardan birisi olarak merkez bankasini isaret etmesi sebebiyle özellikle elestirel literatür içerisindeki önemli bir boslugu dolduruyor.(Tanitim Bülteninden)

Ulusal merkez bankalari, ülke ekonomilerinin finansallasmasi sürecine paralel, toplumsal hayattaki en etkili kurumlarin basinda gelir. Yine merkez bankasi baskanlari, dünyanin en etkili isimler listesinde her daim ön siralarda yer alir. Neden? Devletin alani içerisinde ancak ötekiler kadar yer kaplayan bir kamu kurumunu digerlerine göre daha merkezi kilan husus nedir veya bir kamu bürokratini listede devlet baskanlarinin hemen ardina yerlestiren gücün kaynagi nereden gelir?Bu sorular çogaltilabilir ancak bunlara verilecek cevaplar, ekonomik alanin disina çikmayi, kültürel-ideolojik bir alanda gezinmeyi zorunlu kilar; merkez bankasinin piyasalar ve toplumsal aktörlerle kurdugu iletisimin/temasin ugraklarina daha yakindan bakmaya ihtiyaç duyar. Bu dogrultuda çalisma, merkez bankasini bir ideolojik kurum olarak temellendiriyor. Geleneksel olarak "devletin kasasi", "ulusal paranin gardiyani" gibi nitelemelerle tanimlanan merkez bankasinin, finansallasma sürecinde, bütün bu sifatlarinin önünde giden ideolojik bir niteliginin oldugunu iddia ediyor. Büyük iktisadi kategoriler üzerinden tanimlanan merkez bankasinin, içine yerlestigi ve hegemonik bir kapasiteyi hayata geçirdigi kültürel bir biçimden bahsediyor. Son dönemde önemli bir gündem olarak ön plana çikan "merkez bankasi iletisim politikalari"ni da, bu hegemonik kapasitenin temel islemsel degeri ve/veya zemini olarak tasavvur ediyor. Merkez bankasinin parasal oldugu kadar, ideolojik bir kurum da oldugunu isaret ediyor. Bu ideolojinin, en siradan insani pratiklere kadar nüfuz ettigini, en gündelik davranis biçimlerine bile paranin hareketine göre müdahil oldugunu, bireylerin yasam öyküleri ve gelecek beklentileri ile finansal sistemin devamliligi arasinda bir çakisma yaratmaya yöneldigini belirtiyor. Bu noktadan sonra yalnizca -örnegin- asgari ücret artisi, yesil kart için bütçeden ayrilan pay veya petrol fiyatlarindaki yükselisin degil, Gezi direnisinin de parasal hedefler açisindan bir risk olarak kodlanmasini bu ideolojik kapasite ile iliskilendiriyor. Kitap boyunca "para"nin ve "devlet"in alanindan "bilis"in ve "dil"in alanina degin uzanan genis bir mecrada hareket ediliyor. Ekonomi ile antropolojiye es zamanli olarak atif yapan, ekonomi-politik ve kültürel çerçeveleri ayni anda alana davet eden bu tarz bir çalismanin, elestirel ekonomi-politik ile kültürel çalismalar yaklasimlari arasinda gerçeklesecek verimli bir diyalogu talep etmesi kaçinilmazdi. Öyle de oluyor; merkez bankasi, toplumsala gömülü olan bir ekonomik sistemin, finansal kapitalizmin, farkli ugraklarinin birbirleriyle konustugu bir alan olarak kuruluyor.Dolayisiyla çalisma, merkez bankasini bir ideolojik kurum olarak yeniden insa ediyor; bu ideolojinin içinden aktigi dil, söylem vb. kanallari, bu ideolojinin seslendigi toplumsal beklentileri, psikolojileri, bilisleri ve yine ayni ideolojinin büküldügü ekonomi-politik yapilari bütünlüklü olarak ele aliyor.Alan arastirmasinda, para politikasi ideolojisinin yapilastigi "merkez bankasi iletisim metinleri"ne odaklaniyor; para politikasi hikâyesinin/anlatisinin, iletisim metinlerinin o kendine has kurgusalliginda nasil -yeniden- kuruldugunu analiz ediyor.Kitap, gerek merkez bankasinin kurumsal dönüsümü ile finansal kapitalizmin toplumsala gömülme yönelimi arasinda kurdugu bag sebebiyle, gerek merkez bankasini kültürel-ideolojik alanda yeniden tanimlama yönelimi nedeniyle, gerekse de "para" ile "dil" arasindaki veya "maddi" ve "simgesel" yeniden üretim süreçleri arasindaki iliskinin somutlastigi mecralardan birisi olarak merkez bankasini isaret etmesi sebebiyle özellikle elestirel literatür içerisindeki önemli bir boslugu dolduruyor.(Tanitim Bülteninden)
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 92,40    92,40   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat