Paris Kulübü

"Savas toplum için etkin bir güç, istikrar saglayan güvenilebilir bir araçtir. Savas olasiligi herhangi bir hükümdarin otoritesinin en güçlü temelini olusturur. (…) Tebaa, ülkelerini isgal eden kisilerce en azindan korunma vadedilmesi durumunda gönüllü olarak bu otoriteye itaat edecektir. Savas tehdidinin ortadan kalkmasi ya da koruma vaadinin yerine getirilmemesi halinde tüm otorite kaybolur. (…) Korkulan bir dis tehdit, merkezî otoritenin azimle devam etmesi için zorunludur. Böyle bir tehdit inandirici olmali, mutlak bir korku salmak için yeterince önem tasimali ve toplumun tamamini etkilemelidir. Böyle bir tehdit olmazsa, merkezî otorite çökebilir." Napoléon Bonaparte'in Misir'i isgali sirasinda tesadüfen ele geçirdigi papirüslerde yazan bu cümleler, bugün küresel ekonomiye kendi menfaatleri dogrultusunda yön vermek amaciyla bir araya gelmis gizli bir topluluga rehberlik etmektedir. Piyasalari ve para birimlerini kendi çikarlari dogrultusunda manipüle ederek büyük bir tehdit olusturan bir grup sermayedardan olusan toplulugun adi Paris Kulübü'dür. Kulübün basinda Napoléon'un amansiz düsmani Carlo Andrea Pozzo di Borgo'nun soyundan gelen bir isim vardir ve bu isim dönemsel kosullar nedeniyle ne Napoléon'un ne de papirüsleri ondan çalan Pozzo di Borgo'nun isine yarayan bilgileri bugün nasil kullanacagini gayet iyi bilmektedir. Ne de olsa günümüz dünyasinda, halk kitlelerini korkutup sindirerek onlarin bu korkularini kazanca çevirmelerini saglayacak saygin bir düsman vardir: Terörizm. 11 Eylül'de Amerika'da ise yarayan bu tehdit her yerde ise yarayacak ve o dünyayi yöneten gizli el olacaktir. Kisisel nedenlerle bu kulübe giren dostu Danimarkali milyarder Henrik Thorvaldsen'e yardim etmek için harekete geçen eski ajan Cotton Malone, kendini terör finansörlerinin, hazine avcilarinin, komplo teorisyenlerinin ve de hükümet yetkililerinin dahil oldugu tehlikeli bir çekismenin ortasinda bulur. Bu onun için bile karmasik bir hikâyedir. Napoléon Bonaperte'in öldügü gün baslayan bir hikâye… Geçmisle bugünü büyük bir ustalikla birlestirip kurmacayla gerçegi yine ayni ustalikla harmanlayan Steve Berry degisen aktörlerle tekrar tekrar oynanan tarihî oyunlara isik tutarak yine benzersiz bir gerilime imza atiyor.