9789755392219
549466
https://www.merkezkitabevi.com/postmodernizmin-yanilsamalari
Postmodernizmin Yanılsamaları
121.68
Girdabina kapildigimiz ulusasiri kapitalizm çagini kavrayabilmek için basvurabilecegimiz söylenen postmodern düsünce tarzinin birçok tuhaf ve çeliskili boyut barindirdigini seziyorduk. Bu tuhafligin en belirgin ögesi, temelde Aydinlanmaci fikirlere yönelik elestirilerden kaynaklaniyordu. Tüm, bilimselcilik, temelcilik, evrenselcilik, totalite, özdes-düsünme, özerk ve bilesik özne ve benzerlerine yönelik elestiriler büyük ölçüde yabancisi oldugumuz terimlerle ya da pek tanimadigimiz bir söylem tarziyla dile getirilse de, bu elestirilerin içeriklerine hiç de yabanci degildik. Ama nedense, bu elestirilerden önce sosyalistler gocundular. Oysa...Burjuvazinin Fransiz devrimiyle taçlandirdigi özgürlük, esitlik, kardeslik ideallerinin verili toplumsal düzenlemeler çerçevesinde gelisemeyecegi iddiasiyla modern uygarliga baskaldiri bayragini açan bizdik. "Insan"in bir burjuva soyutlamasi oldugunu ortaya koyarak sonutun, duyumlu tikelligin hakkinin verilmesi için teorik-politik mücadelelere girmis olan yine bizdik. Insanligin evrensel özgürlesmesini isteyen idealin hangi somutluklar baglaminda gerçek kilinabilecegini arastiran ve bu ugurda destansi mücadeleler baslatarak hayatlarini ortaya koyanlar bizlerdik. Bir yandan geçmisin tüm degerlerini önüne katip süpüren bir toplumsal düzenegi tüm dünyada egemen kilmaya çalisirken, öbür yandan huzur ve garantilerden vazgeçmek istemeyen burjuvazinin yarattigi vahseti tüm karmasikligiyla analiz eden ve bu gerçekligin yarattigi uçuruma gözlerini kirpmadan bakan bir gelenekti bizimkisi. Elverissiz, hatta teorik olarak imkânsiz kosullar altinda insasina girisilen sosyalizmin sonuçta bürokratik bir devlet aygitina dönüsüp taslasmasina ilk isyan edenler de yine bizim gelenegimiz içinde yer alan devrimci teorisyenler ve militanlardi. Öyleyse, nasil oluyordu da postmodern düsüncenin elestiri oklarindan öncelikle sosyalistler gocunuyordu? Rasyonalist, pozitivist ve pragmatist bir Aydinlanmaciligi savunma görevi niçin sosyalistlerin omuzlarina yikiliyordu?Tipki eski ustalari gibi, geliskin ve incelikli bir felsefi söylem karsisinda afallamayacak kadar bilgili ve inançli bir sosyalist olan Eagleton, o ironik ve yergici üslubuyla postmodernizmin çeliskilerini temel basliklariyla sergilerken neyin yolunda gitmedigini gösteriyor bizlere. Marksist düsüncenin postmodernizmle alip veremedigi ne varsa hepsini tek tek sergilerken, karsitlarinin hakkini vermeyi de bir an olsun ihmal etmiyor. Düsmanlarinin kolayca yere serebilmek için karikatürlestirdigi Marksist düsüncenin gücünün hem ruhuyla hem lafziyla sergilendigi bu kitap, Marksizmin postmodern düsünce tarziyla yürüttügü hesaplasmanin en önemli asamalarindan birini temsil ediyor.
Girdabina kapildigimiz ulusasiri kapitalizm çagini kavrayabilmek için basvurabilecegimiz söylenen postmodern düsünce tarzinin birçok tuhaf ve çeliskili boyut barindirdigini seziyorduk. Bu tuhafligin en belirgin ögesi, temelde Aydinlanmaci fikirlere yönelik elestirilerden kaynaklaniyordu. Tüm, bilimselcilik, temelcilik, evrenselcilik, totalite, özdes-düsünme, özerk ve bilesik özne ve benzerlerine yönelik elestiriler büyük ölçüde yabancisi oldugumuz terimlerle ya da pek tanimadigimiz bir söylem tarziyla dile getirilse de, bu elestirilerin içeriklerine hiç de yabanci degildik. Ama nedense, bu elestirilerden önce sosyalistler gocundular. Oysa...Burjuvazinin Fransiz devrimiyle taçlandirdigi özgürlük, esitlik, kardeslik ideallerinin verili toplumsal düzenlemeler çerçevesinde gelisemeyecegi iddiasiyla modern uygarliga baskaldiri bayragini açan bizdik. "Insan"in bir burjuva soyutlamasi oldugunu ortaya koyarak sonutun, duyumlu tikelligin hakkinin verilmesi için teorik-politik mücadelelere girmis olan yine bizdik. Insanligin evrensel özgürlesmesini isteyen idealin hangi somutluklar baglaminda gerçek kilinabilecegini arastiran ve bu ugurda destansi mücadeleler baslatarak hayatlarini ortaya koyanlar bizlerdik. Bir yandan geçmisin tüm degerlerini önüne katip süpüren bir toplumsal düzenegi tüm dünyada egemen kilmaya çalisirken, öbür yandan huzur ve garantilerden vazgeçmek istemeyen burjuvazinin yarattigi vahseti tüm karmasikligiyla analiz eden ve bu gerçekligin yarattigi uçuruma gözlerini kirpmadan bakan bir gelenekti bizimkisi. Elverissiz, hatta teorik olarak imkânsiz kosullar altinda insasina girisilen sosyalizmin sonuçta bürokratik bir devlet aygitina dönüsüp taslasmasina ilk isyan edenler de yine bizim gelenegimiz içinde yer alan devrimci teorisyenler ve militanlardi. Öyleyse, nasil oluyordu da postmodern düsüncenin elestiri oklarindan öncelikle sosyalistler gocunuyordu? Rasyonalist, pozitivist ve pragmatist bir Aydinlanmaciligi savunma görevi niçin sosyalistlerin omuzlarina yikiliyordu?Tipki eski ustalari gibi, geliskin ve incelikli bir felsefi söylem karsisinda afallamayacak kadar bilgili ve inançli bir sosyalist olan Eagleton, o ironik ve yergici üslubuyla postmodernizmin çeliskilerini temel basliklariyla sergilerken neyin yolunda gitmedigini gösteriyor bizlere. Marksist düsüncenin postmodernizmle alip veremedigi ne varsa hepsini tek tek sergilerken, karsitlarinin hakkini vermeyi de bir an olsun ihmal etmiyor. Düsmanlarinin kolayca yere serebilmek için karikatürlestirdigi Marksist düsüncenin gücünün hem ruhuyla hem lafziyla sergilendigi bu kitap, Marksizmin postmodern düsünce tarziyla yürüttügü hesaplasmanin en önemli asamalarindan birini temsil ediyor.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 121,68 | 121,68 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.