Sanat Emeği Kültür İşçileri ve Prekarite

Stok Kodu:
9789750514531
Sayfa Sayısı:
279
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Kategori:
%9 indirimli
196,00TL
178,36TL
9789750514531
514638
Sanat Emeği  Kültür İşçileri ve Prekarite
Sanat Emeği Kültür İşçileri ve Prekarite
178.36
“Sanat emegi” deyince üzerinde durulmasi gereken en etkili hadise, kuskusuz kültürün özellestirilmesiyle birlikte baslayan kültürendüstrisindeki patlama ve dönüsümlerdir. Kültür endüstrisi biteviye dallanip budaklanmakta ve bu endüstride çalisanlarin sayisi her geçen gün kabarmaktadir. Medya, yayin, iletisim, PR, pazarlama/ markalandirma, reklam, eglence, spor, turizm, tasarim, egitim, bilisim, telekomünikasyon gibi alanlari dolduranlarin, kentsel çalisan nüfus içindeki orani, bütün hizmet ve finans sektörü de hesaba katilinca, gelismis ülkelerde maddi üretim sektöründekileri çoktan katlamistir. Kültür endüstrisinin müzeler, bienaller, festivaller, fuarlar, galeriler, müzayedeler araciligiyla örgütlenen dogrudan sanatla ilgili aglari da giderek giriftlesmekte ve sismektedir. Bunlar arasinda sanatin küresellestirilmesinin asal ortamlari olarak ortaya çikan bienaller, Paolo Virno ve Pascal Gielen gibi prekarite yazarlari tarafindan post- Fordist, gayri maddi, esnek ve güvencesiz emek rejimlerinin ideal modeli olarak tanimlanmaktadir. Hatta Gielen daha da ileri giderek, bütünüyle “sanat ortaminin ekonomik sömürü için ideal bir model”olup olmadigini irdelemektedir. Gerçekten de, bienal sanatçilari, küresel korporasyonlarin himayesi altinda örgütlenen bu son derecede otokratik ortamlarin bir anlamda çalisanlari sayilmazlar mi?
“Sanat emegi” deyince üzerinde durulmasi gereken en etkili hadise, kuskusuz kültürün özellestirilmesiyle birlikte baslayan kültürendüstrisindeki patlama ve dönüsümlerdir. Kültür endüstrisi biteviye dallanip budaklanmakta ve bu endüstride çalisanlarin sayisi her geçen gün kabarmaktadir. Medya, yayin, iletisim, PR, pazarlama/ markalandirma, reklam, eglence, spor, turizm, tasarim, egitim, bilisim, telekomünikasyon gibi alanlari dolduranlarin, kentsel çalisan nüfus içindeki orani, bütün hizmet ve finans sektörü de hesaba katilinca, gelismis ülkelerde maddi üretim sektöründekileri çoktan katlamistir. Kültür endüstrisinin müzeler, bienaller, festivaller, fuarlar, galeriler, müzayedeler araciligiyla örgütlenen dogrudan sanatla ilgili aglari da giderek giriftlesmekte ve sismektedir. Bunlar arasinda sanatin küresellestirilmesinin asal ortamlari olarak ortaya çikan bienaller, Paolo Virno ve Pascal Gielen gibi prekarite yazarlari tarafindan post- Fordist, gayri maddi, esnek ve güvencesiz emek rejimlerinin ideal modeli olarak tanimlanmaktadir. Hatta Gielen daha da ileri giderek, bütünüyle “sanat ortaminin ekonomik sömürü için ideal bir model”olup olmadigini irdelemektedir. Gerçekten de, bienal sanatçilari, küresel korporasyonlarin himayesi altinda örgütlenen bu son derecede otokratik ortamlarin bir anlamda çalisanlari sayilmazlar mi?
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 178,36    178,36   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat