Sanat ve Sorumluluk İlk Felsefi Denemeler

Stok Kodu:
9789755394753
Sayfa Sayısı:
336
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2019-01
Çeviren:
Cem Soydemir
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
252,00TL
212,94TL
Taksitli fiyat: 1 x 212,94TL
Stokta var
9789755394753
549610
Sanat ve Sorumluluk İlk Felsefi Denemeler
Sanat ve Sorumluluk İlk Felsefi Denemeler
212.94
Bahtin'in erken dönem denemelerinin bir araya getirilmesinden oluşan Sanat ve Sorumluluk, yüzyılın en önemli edebiyat kuramcılarından biri olan yazarın daha sonraki eserlerine ışık tutması açısından çok önemli bir çalışmadır. Bahtin daha sonra detaylı bir şekilde yeniden ele alacağı yazar-kahraman ilişkisine dair düşüncelerini ilk kez bu denemelerde dile getirmiş ve geliştirmiştir. Bahtin'e göre, yazarın yarattığı karakterle kurduğu ilişki, bir öznenin kendinden başka bir özneyle, yani “ben”in “öteki” ile kurduğu ilişkidir. Dolayısıyla “yazar ve kahramanı” arasındaki ilişkiyi ele alırken, bir yandan estetik algının dinamiklerini ortaya koyar, bir yandan da çok daha genel bir özne teorisi geliştirir Bahtin. Ben nasıl kendi değerimi benim dışımdaki bir özne ile ilişkimden bağımsız olarak belirleyemiyorsam, yazar da kendi bütünlüğünü yarattığı kahramandan bağımsız olarak kuramaz; kendini yalnızca içeriden deneyimler ve hep eksik kalır. Estetik algıyı yaratan ve yazarın varoluşuna bir anlam kazandıran, yalnızca öteki ile –yani kahramanıyla– kurduğu ilişki, onunla yürüttüğü diyalogdur.

MIHAIL BAHTIN
1895 yılında doğan Mihail Bahtin'in yaşamı üzerine bilinenler bölük pörçüktür. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Jakobson, Tinianov, Tomaşevski gibi Rus Biçimcileri'nden etkilenmiş ve onların yazgılarına ortak olmuştur. Bahtin'in ilk önemli yapıtı Dostoyevski Poetikasının Sorunları, söz konusu yazın ve düşün adamlarının Sovyetler Birliği'nin 1917'den sonraki kültür politikası ve siyasal tercihine muhalif olmaları nedeniyle gözden düşmelerinden sonra yayımlanmıştı. 1929'da bir yargılamaya uğrayan Bahtin'in beş yıl bir toplama kampında kaldığı sanılıyor. 1938'de sağlık nedeniyle cezası sürgüne çevrilerek küçük bir kasabaya gönderilen Bahtin on beş yıl kadar Saransk Eğitim Enstitüsü'nde çalıştı. 1959'da yine sağlık sorunlarına bağlı olarak, Moskova'ya yerleşen yazar, 1975 yılında bir yaşlılarevinde sessiz sedasız öldü. Yaşamı boyunca kendi imzasıyla ancak iki yapıtı yayımlanabilen Bahtin'in, takipçileri Medvedev ile Voloşinov'un adlarını da kullandığı öne sürülür; özellikle Voloşinov'un Marksizm ve Dil Felsefesi adlı kitabı ona mal edilir. Dil felsefesiyle çok yakından ilgilenen Bahtin, bu yapıtta oldukça geniş kapsamlı bir dilbilimsel çözümlemeye de girişmiş, yaşadığı dönem içinde metodolojik yönden en üst düzeyde bir yetkinliğe erişmiştir. Burada en can alıcı nokta Bahtin'in diyalog ve monolog içinde tek bir sözcüğün farklı durumlarını saptamasıdır. Çağdaşları genellikle bir cümlenin sınırları içinde kalırken, onun çözümlemesi “söylem” kavramını ortaya atar. Bahtin için söylem kadar söylemin oluşum koşulları da önemlidir. Bu saptama dilbilim ve göstergebilim bağlamında sözün gerçekleşim süreciyle, yani “sözceleme” olgusuyla ilgilidir. Bu süreç anlatım ayrılıklarını bir yana bıraktıktan sonra üç temel veriyi içerir: İki konuşucudan her ikisinin de paylaştığı ve her ikisi için de geçerli olan bir değerlendirme biçimi. Dilsel bildirişimin gerçekleşmesi için bu üç koşulun üçünün de gerekli olduğunu savunanlara göre sözceleme ya da sözce üretme ediminin ayırıcı nitelikleri ile dilsel bildirişimin ayırıcı nitelikleri özdeştir.


Bahtin'in erken dönem denemelerinin bir araya getirilmesinden oluşan Sanat ve Sorumluluk, yüzyılın en önemli edebiyat kuramcılarından biri olan yazarın daha sonraki eserlerine ışık tutması açısından çok önemli bir çalışmadır. Bahtin daha sonra detaylı bir şekilde yeniden ele alacağı yazar-kahraman ilişkisine dair düşüncelerini ilk kez bu denemelerde dile getirmiş ve geliştirmiştir. Bahtin'e göre, yazarın yarattığı karakterle kurduğu ilişki, bir öznenin kendinden başka bir özneyle, yani “ben”in “öteki” ile kurduğu ilişkidir. Dolayısıyla “yazar ve kahramanı” arasındaki ilişkiyi ele alırken, bir yandan estetik algının dinamiklerini ortaya koyar, bir yandan da çok daha genel bir özne teorisi geliştirir Bahtin. Ben nasıl kendi değerimi benim dışımdaki bir özne ile ilişkimden bağımsız olarak belirleyemiyorsam, yazar da kendi bütünlüğünü yarattığı kahramandan bağımsız olarak kuramaz; kendini yalnızca içeriden deneyimler ve hep eksik kalır. Estetik algıyı yaratan ve yazarın varoluşuna bir anlam kazandıran, yalnızca öteki ile –yani kahramanıyla– kurduğu ilişki, onunla yürüttüğü diyalogdur.

MIHAIL BAHTIN
1895 yılında doğan Mihail Bahtin'in yaşamı üzerine bilinenler bölük pörçüktür. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Jakobson, Tinianov, Tomaşevski gibi Rus Biçimcileri'nden etkilenmiş ve onların yazgılarına ortak olmuştur. Bahtin'in ilk önemli yapıtı Dostoyevski Poetikasının Sorunları, söz konusu yazın ve düşün adamlarının Sovyetler Birliği'nin 1917'den sonraki kültür politikası ve siyasal tercihine muhalif olmaları nedeniyle gözden düşmelerinden sonra yayımlanmıştı. 1929'da bir yargılamaya uğrayan Bahtin'in beş yıl bir toplama kampında kaldığı sanılıyor. 1938'de sağlık nedeniyle cezası sürgüne çevrilerek küçük bir kasabaya gönderilen Bahtin on beş yıl kadar Saransk Eğitim Enstitüsü'nde çalıştı. 1959'da yine sağlık sorunlarına bağlı olarak, Moskova'ya yerleşen yazar, 1975 yılında bir yaşlılarevinde sessiz sedasız öldü. Yaşamı boyunca kendi imzasıyla ancak iki yapıtı yayımlanabilen Bahtin'in, takipçileri Medvedev ile Voloşinov'un adlarını da kullandığı öne sürülür; özellikle Voloşinov'un Marksizm ve Dil Felsefesi adlı kitabı ona mal edilir. Dil felsefesiyle çok yakından ilgilenen Bahtin, bu yapıtta oldukça geniş kapsamlı bir dilbilimsel çözümlemeye de girişmiş, yaşadığı dönem içinde metodolojik yönden en üst düzeyde bir yetkinliğe erişmiştir. Burada en can alıcı nokta Bahtin'in diyalog ve monolog içinde tek bir sözcüğün farklı durumlarını saptamasıdır. Çağdaşları genellikle bir cümlenin sınırları içinde kalırken, onun çözümlemesi “söylem” kavramını ortaya atar. Bahtin için söylem kadar söylemin oluşum koşulları da önemlidir. Bu saptama dilbilim ve göstergebilim bağlamında sözün gerçekleşim süreciyle, yani “sözceleme” olgusuyla ilgilidir. Bu süreç anlatım ayrılıklarını bir yana bıraktıktan sonra üç temel veriyi içerir: İki konuşucudan her ikisinin de paylaştığı ve her ikisi için de geçerli olan bir değerlendirme biçimi. Dilsel bildirişimin gerçekleşmesi için bu üç koşulun üçünün de gerekli olduğunu savunanlara göre sözceleme ya da sözce üretme ediminin ayırıcı nitelikleri ile dilsel bildirişimin ayırıcı nitelikleri özdeştir.


Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 212,94    212,94   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat