9786051051802
378731
https://www.merkezkitabevi.com/sarayin-terzileri
Sarayın Terzileri
143.65
Osmanlı padişahları da diğer hükümdarlar gibi giyim-kuşama önem verir, lüks kumaşlardan dikilmiş gösterişli kıyafetler giyerlerdi. Osmanlı devlet geleneğinde ölen sultanların giysilerini bohçalayarak saklama geleneğinin olması, padişahların kıyafet zevklerini 16. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar kopmadan izlememize olanak sağlar. Başlangıcından 19. yüzyıla kadar padişah kıyafetleri incelendiğinde klasikleşen bir kıyafet tarzı dikkat çekmektedir: Başta sorgucuyla sarık, üstte kaftan, altta şalvar ve çizme.
Değişen biçimleriyle bu tarz beğeni haline gelmiş ve adeta sembolleşmiştir. Küçük değişikliklerle bu giyim tarzı üç asır devam etmiştir. Bu klasik çizginin devam etmesinde en büyük rolü kumaş üretiminden kıyafetin hazırlanmasına kadar bütün safhalarda yer alan hassa kıyafet üretim birimlerinin oynadığı anlaşılmaktadır. Çünkü yıllar boyu oluşan tecrübeler bu birimler içinde kesintisiz olarak bir sonraki nesle aktarılmıştır. Ancak 19. yüzyıldan ve özellikle II. Mahmud'dan sonra bu klasik çizginin terk edildiği ve Batı tarzı kıyafetlerin kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bu değişimde dikkat çeken nokta ise üç asır devam eden hassa kıyafet birimlerin lağvedilmesinin bu döneme yani 19. yüzyılın başına denk gelmesidir.
Osmanlı Devleti'nin önemli özelliklerinden biri de arşivciliğe verilen önem açısından döneminin önde gelen devletlerinden biri olmasıdır. Devlet yaptığı her işlemi kayıt altına almış ve bu kayıtlar asırlarca muhafaza edilmiştir. Bu kayıtlar sayesinde kıyafet üretim birimlerini de üç yüzyıl boyunca takip etmek mümkündür. Büyük ölçüde siyakat hattı ile yazılmış ilgili belgelerde teşkilatın adı, kapsadığı tarih, grup isimleri, gruplarda çalışanların isimleri ile aldıkları yevmiyeler gibi ayrıntıların bulunması teşkilatın çalışma sistemiyle ilgili bize çok yararlı bilgiler sağlamaktadır. Bahattin Yaman Osmanlı saray kıyafetlerini, bunlara üç asır boyunca damgasını vuran hassa kıyafet birimlerinin arşiv belgeleri ışığında ve Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki bu birimlerin ürettiği kıyafetlerden örneklerle ele alıyor.
Değişen biçimleriyle bu tarz beğeni haline gelmiş ve adeta sembolleşmiştir. Küçük değişikliklerle bu giyim tarzı üç asır devam etmiştir. Bu klasik çizginin devam etmesinde en büyük rolü kumaş üretiminden kıyafetin hazırlanmasına kadar bütün safhalarda yer alan hassa kıyafet üretim birimlerinin oynadığı anlaşılmaktadır. Çünkü yıllar boyu oluşan tecrübeler bu birimler içinde kesintisiz olarak bir sonraki nesle aktarılmıştır. Ancak 19. yüzyıldan ve özellikle II. Mahmud'dan sonra bu klasik çizginin terk edildiği ve Batı tarzı kıyafetlerin kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bu değişimde dikkat çeken nokta ise üç asır devam eden hassa kıyafet birimlerin lağvedilmesinin bu döneme yani 19. yüzyılın başına denk gelmesidir.
Osmanlı Devleti'nin önemli özelliklerinden biri de arşivciliğe verilen önem açısından döneminin önde gelen devletlerinden biri olmasıdır. Devlet yaptığı her işlemi kayıt altına almış ve bu kayıtlar asırlarca muhafaza edilmiştir. Bu kayıtlar sayesinde kıyafet üretim birimlerini de üç yüzyıl boyunca takip etmek mümkündür. Büyük ölçüde siyakat hattı ile yazılmış ilgili belgelerde teşkilatın adı, kapsadığı tarih, grup isimleri, gruplarda çalışanların isimleri ile aldıkları yevmiyeler gibi ayrıntıların bulunması teşkilatın çalışma sistemiyle ilgili bize çok yararlı bilgiler sağlamaktadır. Bahattin Yaman Osmanlı saray kıyafetlerini, bunlara üç asır boyunca damgasını vuran hassa kıyafet birimlerinin arşiv belgeleri ışığında ve Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki bu birimlerin ürettiği kıyafetlerden örneklerle ele alıyor.
Osmanlı padişahları da diğer hükümdarlar gibi giyim-kuşama önem verir, lüks kumaşlardan dikilmiş gösterişli kıyafetler giyerlerdi. Osmanlı devlet geleneğinde ölen sultanların giysilerini bohçalayarak saklama geleneğinin olması, padişahların kıyafet zevklerini 16. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar kopmadan izlememize olanak sağlar. Başlangıcından 19. yüzyıla kadar padişah kıyafetleri incelendiğinde klasikleşen bir kıyafet tarzı dikkat çekmektedir: Başta sorgucuyla sarık, üstte kaftan, altta şalvar ve çizme.
Değişen biçimleriyle bu tarz beğeni haline gelmiş ve adeta sembolleşmiştir. Küçük değişikliklerle bu giyim tarzı üç asır devam etmiştir. Bu klasik çizginin devam etmesinde en büyük rolü kumaş üretiminden kıyafetin hazırlanmasına kadar bütün safhalarda yer alan hassa kıyafet üretim birimlerinin oynadığı anlaşılmaktadır. Çünkü yıllar boyu oluşan tecrübeler bu birimler içinde kesintisiz olarak bir sonraki nesle aktarılmıştır. Ancak 19. yüzyıldan ve özellikle II. Mahmud'dan sonra bu klasik çizginin terk edildiği ve Batı tarzı kıyafetlerin kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bu değişimde dikkat çeken nokta ise üç asır devam eden hassa kıyafet birimlerin lağvedilmesinin bu döneme yani 19. yüzyılın başına denk gelmesidir.
Osmanlı Devleti'nin önemli özelliklerinden biri de arşivciliğe verilen önem açısından döneminin önde gelen devletlerinden biri olmasıdır. Devlet yaptığı her işlemi kayıt altına almış ve bu kayıtlar asırlarca muhafaza edilmiştir. Bu kayıtlar sayesinde kıyafet üretim birimlerini de üç yüzyıl boyunca takip etmek mümkündür. Büyük ölçüde siyakat hattı ile yazılmış ilgili belgelerde teşkilatın adı, kapsadığı tarih, grup isimleri, gruplarda çalışanların isimleri ile aldıkları yevmiyeler gibi ayrıntıların bulunması teşkilatın çalışma sistemiyle ilgili bize çok yararlı bilgiler sağlamaktadır. Bahattin Yaman Osmanlı saray kıyafetlerini, bunlara üç asır boyunca damgasını vuran hassa kıyafet birimlerinin arşiv belgeleri ışığında ve Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki bu birimlerin ürettiği kıyafetlerden örneklerle ele alıyor.
Değişen biçimleriyle bu tarz beğeni haline gelmiş ve adeta sembolleşmiştir. Küçük değişikliklerle bu giyim tarzı üç asır devam etmiştir. Bu klasik çizginin devam etmesinde en büyük rolü kumaş üretiminden kıyafetin hazırlanmasına kadar bütün safhalarda yer alan hassa kıyafet üretim birimlerinin oynadığı anlaşılmaktadır. Çünkü yıllar boyu oluşan tecrübeler bu birimler içinde kesintisiz olarak bir sonraki nesle aktarılmıştır. Ancak 19. yüzyıldan ve özellikle II. Mahmud'dan sonra bu klasik çizginin terk edildiği ve Batı tarzı kıyafetlerin kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bu değişimde dikkat çeken nokta ise üç asır devam eden hassa kıyafet birimlerin lağvedilmesinin bu döneme yani 19. yüzyılın başına denk gelmesidir.
Osmanlı Devleti'nin önemli özelliklerinden biri de arşivciliğe verilen önem açısından döneminin önde gelen devletlerinden biri olmasıdır. Devlet yaptığı her işlemi kayıt altına almış ve bu kayıtlar asırlarca muhafaza edilmiştir. Bu kayıtlar sayesinde kıyafet üretim birimlerini de üç yüzyıl boyunca takip etmek mümkündür. Büyük ölçüde siyakat hattı ile yazılmış ilgili belgelerde teşkilatın adı, kapsadığı tarih, grup isimleri, gruplarda çalışanların isimleri ile aldıkları yevmiyeler gibi ayrıntıların bulunması teşkilatın çalışma sistemiyle ilgili bize çok yararlı bilgiler sağlamaktadır. Bahattin Yaman Osmanlı saray kıyafetlerini, bunlara üç asır boyunca damgasını vuran hassa kıyafet birimlerinin arşiv belgeleri ışığında ve Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki bu birimlerin ürettiği kıyafetlerden örneklerle ele alıyor.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 143,65 | 143,65 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.