Semerkand'da Aşk

Günümüzden sekiz yüzyil önce bir ihanetle Semerkand'dan Bati'ya dogru kaçis ,kusaklar sonra tersine bir göçe dönüyor. Buhranli günlerde gerçeklerden kaçmak için çikilan bir yolculuk ,asil gerçegin kaçtigin degil varmak için kostugun sey oldugunu ögretiyor.Kapilarin kapilari açmasiyla Batum'dan Odessa'ya,Hiva'dan Buhara'ya uzanan yolculukta ilahi adalet kusaklar sonra ihanet edilen yerde Semerkand'da tecelli ediyor."Karakum çölünün sert rüzgarlari her kum tanesini bir kirbaç gibi yüzüne vuruyordu kervandaki yolcularin.Her biri deri kayislarla birbirine bagli otuz üç hecin devesinin çektigi kervan firtina kopmadan limana varmaya çalisan bir gemi misali yol alirken o günden bugüne kulagimda bir tek rüzgarin sesi var. Dost mu, düsman mi belli olmayan ürperten bir ses… Dünya var oldugundan beri degismeyen bir ses…""Dünyayi günesten ,ayi dünyadan koruyanin seni de sakinmayacagini sanma! Haksizligin Üzerinden bin yil bile geçse bir gün adalet yerini bulacak ,adaleti Allah saglayacak."(Tanitim Bülteninden)