9786052006047
391568
https://www.merkezkitabevi.com/sen-benim-nefesimsin
Sen Benim Nefesimsin
252.59
Sen Benim Nefesimsin; aşkın, aile olmanın ve fedakarlığın hikayesi.
Güzel bir kadın, yakışıklı bir adam ve sevimli bir çocuk... Bu aile, dışarıdan bakıldığında mutlulukla çerçevelenmiş bir fotoğraf karesini andırıyordu. Oysa Sinan ve Cansu'yu bir arada tutan paylaştıkları büyük sırdı. Ve aşk onları hiç beklemedikleri bir anda yakalayacaktı. Aralarında ansızın filizlenen aşk, paylaştıkları bu büyük sırra rağmen dolu dizgin yaşanabilecek miydi? Hayatta kendilerinden önce düşünmeleri gereken insanlar varken, bu nasıl mümkün olacaktı?
"Kollarımda başını göğsüme yaslamış, sessizce ağlayan kızla öylece dikiliyordum. Kederini anlayabiliyordum. Önce anne babasını, sonra da ablasını kaybetmişti. Üstelik çocuğunun babası da artık hayatta değildi. Kader bu kızın tüm sevdiklerini teker teker elinden almıştı. Oğluyla hayatta yapayalnız kalmıştı ve daha yirmi bir yaşındaydı. Uzun süre ay ışığının altında, yumuşak bir müzik eşliğinde, odanın ortasında birbirimize sarılmış halde dikilmeye devam ettik. Ağlamaları dindiğinde onu tutarak kendimden uzaklaştırdım. Parmaklarımla çenesinin altından tutarak başını yukarıya doğru kaldırdım. Yüzü gözyaşlarından parlamıştı. Artık ağlamıyordu. Usulca ona doğru eğildim. Kulağına doğru fısıldadım. 'Ağlama, küçüğüm. Artık yanında ben varım.' ”
Güzel bir kadın, yakışıklı bir adam ve sevimli bir çocuk... Bu aile, dışarıdan bakıldığında mutlulukla çerçevelenmiş bir fotoğraf karesini andırıyordu. Oysa Sinan ve Cansu'yu bir arada tutan paylaştıkları büyük sırdı. Ve aşk onları hiç beklemedikleri bir anda yakalayacaktı. Aralarında ansızın filizlenen aşk, paylaştıkları bu büyük sırra rağmen dolu dizgin yaşanabilecek miydi? Hayatta kendilerinden önce düşünmeleri gereken insanlar varken, bu nasıl mümkün olacaktı?
"Kollarımda başını göğsüme yaslamış, sessizce ağlayan kızla öylece dikiliyordum. Kederini anlayabiliyordum. Önce anne babasını, sonra da ablasını kaybetmişti. Üstelik çocuğunun babası da artık hayatta değildi. Kader bu kızın tüm sevdiklerini teker teker elinden almıştı. Oğluyla hayatta yapayalnız kalmıştı ve daha yirmi bir yaşındaydı. Uzun süre ay ışığının altında, yumuşak bir müzik eşliğinde, odanın ortasında birbirimize sarılmış halde dikilmeye devam ettik. Ağlamaları dindiğinde onu tutarak kendimden uzaklaştırdım. Parmaklarımla çenesinin altından tutarak başını yukarıya doğru kaldırdım. Yüzü gözyaşlarından parlamıştı. Artık ağlamıyordu. Usulca ona doğru eğildim. Kulağına doğru fısıldadım. 'Ağlama, küçüğüm. Artık yanında ben varım.' ”
Sen Benim Nefesimsin; aşkın, aile olmanın ve fedakarlığın hikayesi.
Güzel bir kadın, yakışıklı bir adam ve sevimli bir çocuk... Bu aile, dışarıdan bakıldığında mutlulukla çerçevelenmiş bir fotoğraf karesini andırıyordu. Oysa Sinan ve Cansu'yu bir arada tutan paylaştıkları büyük sırdı. Ve aşk onları hiç beklemedikleri bir anda yakalayacaktı. Aralarında ansızın filizlenen aşk, paylaştıkları bu büyük sırra rağmen dolu dizgin yaşanabilecek miydi? Hayatta kendilerinden önce düşünmeleri gereken insanlar varken, bu nasıl mümkün olacaktı?
"Kollarımda başını göğsüme yaslamış, sessizce ağlayan kızla öylece dikiliyordum. Kederini anlayabiliyordum. Önce anne babasını, sonra da ablasını kaybetmişti. Üstelik çocuğunun babası da artık hayatta değildi. Kader bu kızın tüm sevdiklerini teker teker elinden almıştı. Oğluyla hayatta yapayalnız kalmıştı ve daha yirmi bir yaşındaydı. Uzun süre ay ışığının altında, yumuşak bir müzik eşliğinde, odanın ortasında birbirimize sarılmış halde dikilmeye devam ettik. Ağlamaları dindiğinde onu tutarak kendimden uzaklaştırdım. Parmaklarımla çenesinin altından tutarak başını yukarıya doğru kaldırdım. Yüzü gözyaşlarından parlamıştı. Artık ağlamıyordu. Usulca ona doğru eğildim. Kulağına doğru fısıldadım. 'Ağlama, küçüğüm. Artık yanında ben varım.' ”
Güzel bir kadın, yakışıklı bir adam ve sevimli bir çocuk... Bu aile, dışarıdan bakıldığında mutlulukla çerçevelenmiş bir fotoğraf karesini andırıyordu. Oysa Sinan ve Cansu'yu bir arada tutan paylaştıkları büyük sırdı. Ve aşk onları hiç beklemedikleri bir anda yakalayacaktı. Aralarında ansızın filizlenen aşk, paylaştıkları bu büyük sırra rağmen dolu dizgin yaşanabilecek miydi? Hayatta kendilerinden önce düşünmeleri gereken insanlar varken, bu nasıl mümkün olacaktı?
"Kollarımda başını göğsüme yaslamış, sessizce ağlayan kızla öylece dikiliyordum. Kederini anlayabiliyordum. Önce anne babasını, sonra da ablasını kaybetmişti. Üstelik çocuğunun babası da artık hayatta değildi. Kader bu kızın tüm sevdiklerini teker teker elinden almıştı. Oğluyla hayatta yapayalnız kalmıştı ve daha yirmi bir yaşındaydı. Uzun süre ay ışığının altında, yumuşak bir müzik eşliğinde, odanın ortasında birbirimize sarılmış halde dikilmeye devam ettik. Ağlamaları dindiğinde onu tutarak kendimden uzaklaştırdım. Parmaklarımla çenesinin altından tutarak başını yukarıya doğru kaldırdım. Yüzü gözyaşlarından parlamıştı. Artık ağlamıyordu. Usulca ona doğru eğildim. Kulağına doğru fısıldadım. 'Ağlama, küçüğüm. Artık yanında ben varım.' ”
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 252,59 | 252,59 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.