Sessiz Şampiyon

Stok Kodu:
9786057637444
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2021-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
129,00TL
109,01TL
Taksitli fiyat: 1 x 109,01TL
Stokta var
9786057637444
456202
Sessiz Şampiyon
Sessiz Şampiyon
109.01
Yıl 1937, eski Amerikan Koleji binasında kurulan Kızılçullu Köy Enstitüsü... Bu “taş mektep”in girişinden süzülen ahşap bavullu gölgelerin en sessizidir Ahmet Bilek. Manisa Kula'dan gelmiştir ve 1960 Roma Yaz Olimpiyatları'nda güreşeceği Maxentius Bazilikası'na giden yolun en başındadır henüz.
Müfredatında sporun “besin” kadar önemli olduğu belirtilen bu kurumda heves ettiği güreş, Yaşar Doğu'nun ziyaretinden sonra bir tutkuya dönüşecek; öğretmenden mühendise her meslekten erbabın, sanatçı ve edebiyatçıların yetiştiği Köy Enstitüleri'nden mezun ilk ve tek olimpiyat şampiyonu olacaktır.
Ders ve idmanlarla geçen eğitimi hasat zamanı köyüne dönüp ailesine yardım zorunluluğuyla bölünse de yılmaz, öğretmenlik yolunda ilerler. Siyasal ve toplumsal dönüşümlerin ortasında okulu değişir, düşünceleri dönüşür, dünyayı tanıması hızlanır.
Uzun kamp dönemleri nedeniyle öğrencilerinin öğretmensiz kalmasına gönlü razı olmadığı için üzülerek mesleğini bırakıp düşük bir aylıkla başka bir işe girecek kadar fedakârdır. Devlet ve toplum ise kendisine karşı ilgisiz. Büyük gayret, mücadele ve stratejiyle kazandığı olimpiyat şampiyonluğundan sonra da bu ilgisizlik sürer.
Emek göçü, beyin göçü derken, Ahmet Bilek'in adından esinlenerek söylersek, bir de “bilek göçü” yaşanır. Diğer şampiyonların bazıları gibi Ahmet Bilek de daha iyi bir yaşam vaat eden Avrupa'ya, Almanya'ya gider: Önce sporcu sonra da antrenör olarak. Ancak trajedileri de peşinden gelir...
Güreşçiler sakatlık ya da yaş dolayısıyla müsabakalardan çekilirken son maçlarının bitiminde ayakkabılarını minderin orta yuvarlağına bırakırlar. Ahmet Bilek'in vedası böyle olmadı, o mücadeleyi minderde bırakmadı…
Yıl 1937, eski Amerikan Koleji binasında kurulan Kızılçullu Köy Enstitüsü... Bu “taş mektep”in girişinden süzülen ahşap bavullu gölgelerin en sessizidir Ahmet Bilek. Manisa Kula'dan gelmiştir ve 1960 Roma Yaz Olimpiyatları'nda güreşeceği Maxentius Bazilikası'na giden yolun en başındadır henüz.
Müfredatında sporun “besin” kadar önemli olduğu belirtilen bu kurumda heves ettiği güreş, Yaşar Doğu'nun ziyaretinden sonra bir tutkuya dönüşecek; öğretmenden mühendise her meslekten erbabın, sanatçı ve edebiyatçıların yetiştiği Köy Enstitüleri'nden mezun ilk ve tek olimpiyat şampiyonu olacaktır.
Ders ve idmanlarla geçen eğitimi hasat zamanı köyüne dönüp ailesine yardım zorunluluğuyla bölünse de yılmaz, öğretmenlik yolunda ilerler. Siyasal ve toplumsal dönüşümlerin ortasında okulu değişir, düşünceleri dönüşür, dünyayı tanıması hızlanır.
Uzun kamp dönemleri nedeniyle öğrencilerinin öğretmensiz kalmasına gönlü razı olmadığı için üzülerek mesleğini bırakıp düşük bir aylıkla başka bir işe girecek kadar fedakârdır. Devlet ve toplum ise kendisine karşı ilgisiz. Büyük gayret, mücadele ve stratejiyle kazandığı olimpiyat şampiyonluğundan sonra da bu ilgisizlik sürer.
Emek göçü, beyin göçü derken, Ahmet Bilek'in adından esinlenerek söylersek, bir de “bilek göçü” yaşanır. Diğer şampiyonların bazıları gibi Ahmet Bilek de daha iyi bir yaşam vaat eden Avrupa'ya, Almanya'ya gider: Önce sporcu sonra da antrenör olarak. Ancak trajedileri de peşinden gelir...
Güreşçiler sakatlık ya da yaş dolayısıyla müsabakalardan çekilirken son maçlarının bitiminde ayakkabılarını minderin orta yuvarlağına bırakırlar. Ahmet Bilek'in vedası böyle olmadı, o mücadeleyi minderde bırakmadı…
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 109,01    109,01   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat