Sovyet İktidarının İlk Yıllarında Lenin’den Anılar - Yönetmeyi Nasıl Öğrendik?

“Sadece burjuvazinin devlet yönetmeye yetenekli oldugu önyargisina karsi mücadele baslatmaliyiz. “Böyle diyordu Lenin. Rusya'da isçiler ve yoksul köylüler 25 Ekim 1917'de iktidara el koyduktan kisa bir süre sonda egitimsiz, çogu okur azar bile olmayan, uzun savaslardi gücü tükenmis büyük bir kitle ile kaderlerini onlarla birlestirmis az sayida aydin, büyük bir atilganlik ve cesaretle, önce tüm halkla birlikte çarligin, sonra da burjuvazinin iktidarini devirmis, iktidara gelmislerdi. Peki simdi ne olacakti? Tüm kaynaklarini yipratici savaslarda tüketmis geri bir ülkede, emperyalist devletlerin ve çarlik artiklarinin durulmayan isyan ve sabotajlarini bosa çikartabilecekler miydi? Haydi onu basardilar diyelim; bilgi, kültür, deneyim gerektiren koca bir ülkeyi yönetme yetenegini gösterebilecek miydi bu öfkeli, fakat aç, perisan kitle? Tüm burjuvalar, ezici bir çogunlukla aydinlar ve “sosyalist teorisyenler“, cahil siniflarin iktidari yönetemeyecegi önyargisinin etkisi altinda, küçümseyici bir alayla “yapamazlar, imkansiz“ diyorlardi. Ama basardilar. Bu devasa engellerle savasarak isçi iktidarini, sömürüsüz bir esitlik dünyasini insa ederlerken, tarihin bu en köklü önyargisini -yönetmek “kültürlü“ siniflara mahsustur- da paramparça ettiler. Isçiler, sinifin tüm dinamiklerine sonsuz gelisme imkani saglayan devrim ortaminda, Lenin gibi bir dehanin önderliginde, zorluklari yendiler, yönetmmeyi ögrendiler. Bu kitap, iste bu yönetme sanatinin isçilerce nasil ögrenildigini, Lenin'in bu süreçteki rolünü, Lenin'le birlikte çalisma sansina erisen devrimcilerin canli anlatimlarina dayanarak gözler önüne seriyor. (Arka Kapak)