9786053111788
409577
https://www.merkezkitabevi.com/soytari-ozgurlugu
Soytarı Özgürlüğü
12.80
“Dünya bir karnaval yerine dönüşsün isteyenler, içindeki soytarının şarkı söylemesine izin verir.”
Beyazperdenin bukalemun kadını Nursel Köse, “Kral çıplak!” diyebilen o muzır tavırlı, sivri dilli, bedeni IQ'suna dar gelen tatlı soytarısıyla ilk kez tanıştırıyor okuru.
Soytarının güçlü bir silahı var elinde:
Mizah!
Mizahla eleştirir, yerer, işaret eder, farkındalık yaratır ve uyuyan toplumları dürtüp uyandırır soytarı. Ciddiyetin kalın duvarlarını aşar, mayınlı bölgelerde özgürce dolaşır ve yaralanmadan çıkar. Kolay affedilir, hoş görülür ve pek sevilir.
İçindeki çocuk yerine, içindeki soytarıyı keşfedenlerin nasıl da güçlü bir peri çubuğuna sahip olduğunu akla hayale sığmaz öykülerle anlatan oyuncu Nursel Köse, tiyatroyu, komediyi, trajediyi, aşkı, siyaseti, seksi, sosyal medyayı, sokağı, evi, bahçeyi, içerdekini, dışardakini, Almanya'yı, Türkiye'yi, gurbetçiyi, göçmeni akla zarar bakış açısıyla öylesine öyküleştiriyor ki, susturulmuş özgür soytarıların mizah dolu kalplerine yeniden hayat üflüyor.
Koşarken okumaya çalışmak kadar şizofrenik bir serüven...
“Kendimi dünyanın misafiri gibi hissediyorum, yerleşemedim bir türlü.”
Beyazperdenin bukalemun kadını Nursel Köse, “Kral çıplak!” diyebilen o muzır tavırlı, sivri dilli, bedeni IQ'suna dar gelen tatlı soytarısıyla ilk kez tanıştırıyor okuru.
Soytarının güçlü bir silahı var elinde:
Mizah!
Mizahla eleştirir, yerer, işaret eder, farkındalık yaratır ve uyuyan toplumları dürtüp uyandırır soytarı. Ciddiyetin kalın duvarlarını aşar, mayınlı bölgelerde özgürce dolaşır ve yaralanmadan çıkar. Kolay affedilir, hoş görülür ve pek sevilir.
İçindeki çocuk yerine, içindeki soytarıyı keşfedenlerin nasıl da güçlü bir peri çubuğuna sahip olduğunu akla hayale sığmaz öykülerle anlatan oyuncu Nursel Köse, tiyatroyu, komediyi, trajediyi, aşkı, siyaseti, seksi, sosyal medyayı, sokağı, evi, bahçeyi, içerdekini, dışardakini, Almanya'yı, Türkiye'yi, gurbetçiyi, göçmeni akla zarar bakış açısıyla öylesine öyküleştiriyor ki, susturulmuş özgür soytarıların mizah dolu kalplerine yeniden hayat üflüyor.
Koşarken okumaya çalışmak kadar şizofrenik bir serüven...
“Kendimi dünyanın misafiri gibi hissediyorum, yerleşemedim bir türlü.”
“Dünya bir karnaval yerine dönüşsün isteyenler, içindeki soytarının şarkı söylemesine izin verir.”
Beyazperdenin bukalemun kadını Nursel Köse, “Kral çıplak!” diyebilen o muzır tavırlı, sivri dilli, bedeni IQ'suna dar gelen tatlı soytarısıyla ilk kez tanıştırıyor okuru.
Soytarının güçlü bir silahı var elinde:
Mizah!
Mizahla eleştirir, yerer, işaret eder, farkındalık yaratır ve uyuyan toplumları dürtüp uyandırır soytarı. Ciddiyetin kalın duvarlarını aşar, mayınlı bölgelerde özgürce dolaşır ve yaralanmadan çıkar. Kolay affedilir, hoş görülür ve pek sevilir.
İçindeki çocuk yerine, içindeki soytarıyı keşfedenlerin nasıl da güçlü bir peri çubuğuna sahip olduğunu akla hayale sığmaz öykülerle anlatan oyuncu Nursel Köse, tiyatroyu, komediyi, trajediyi, aşkı, siyaseti, seksi, sosyal medyayı, sokağı, evi, bahçeyi, içerdekini, dışardakini, Almanya'yı, Türkiye'yi, gurbetçiyi, göçmeni akla zarar bakış açısıyla öylesine öyküleştiriyor ki, susturulmuş özgür soytarıların mizah dolu kalplerine yeniden hayat üflüyor.
Koşarken okumaya çalışmak kadar şizofrenik bir serüven...
“Kendimi dünyanın misafiri gibi hissediyorum, yerleşemedim bir türlü.”
Beyazperdenin bukalemun kadını Nursel Köse, “Kral çıplak!” diyebilen o muzır tavırlı, sivri dilli, bedeni IQ'suna dar gelen tatlı soytarısıyla ilk kez tanıştırıyor okuru.
Soytarının güçlü bir silahı var elinde:
Mizah!
Mizahla eleştirir, yerer, işaret eder, farkındalık yaratır ve uyuyan toplumları dürtüp uyandırır soytarı. Ciddiyetin kalın duvarlarını aşar, mayınlı bölgelerde özgürce dolaşır ve yaralanmadan çıkar. Kolay affedilir, hoş görülür ve pek sevilir.
İçindeki çocuk yerine, içindeki soytarıyı keşfedenlerin nasıl da güçlü bir peri çubuğuna sahip olduğunu akla hayale sığmaz öykülerle anlatan oyuncu Nursel Köse, tiyatroyu, komediyi, trajediyi, aşkı, siyaseti, seksi, sosyal medyayı, sokağı, evi, bahçeyi, içerdekini, dışardakini, Almanya'yı, Türkiye'yi, gurbetçiyi, göçmeni akla zarar bakış açısıyla öylesine öyküleştiriyor ki, susturulmuş özgür soytarıların mizah dolu kalplerine yeniden hayat üflüyor.
Koşarken okumaya çalışmak kadar şizofrenik bir serüven...
“Kendimi dünyanın misafiri gibi hissediyorum, yerleşemedim bir türlü.”
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 12,80 | 12,80 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.