Türkiye'de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm 1908 - 1935

Stok Kodu:
9789753333221
Sayfa Sayısı:
582
Basım Tarihi:
2015-01
Kategori:
%16 indirimli
65,00TL
54,60TL
9789753333221
537346
Türkiye'de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm 1908 - 1935
Türkiye'de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm 1908 - 1935
54.60

1908 Jön Türk Devrimi'yle birlikte özgürlükten esitlige, uluslasmadan laiklige, gündemdeki tüm temel dönüsümler bir anlamda kadina odaklanmisti. Geçmiste kadin "aile"nin bir parçasiydi; ayri bir kimligi yoktu. Oysa Mesrutiyet söylemiyle kadin bireysellesiyor, bedenini algiliyor, kendine özgü kimlik kazaniyordu. Cihan Harbi, tüm dünyada oldugu gibi Türkiye'de de kadini daha bir görünür kildi. Yoksulluk ile özgürlük atbasi gitti. Mütareke'yle birlikte geçmisin hiyerarsik yapilari kismen çöktü; özel yasam alani köklü dönüsümlere ugradi. Artik, geleneksel aile iliskileri "özgür kadin" karsisinda yetersiz kaliyordu. Cumhuriyet, ulus-devlet insa sürecinde "asrî kadin"dan yeni görevler beklerken onu ayni zamanda zapturapt altina aldi. Son kertede Cumhuriyet, biyolojik kimligini koruyarak kadina yurttas kimligi kazandirdi. Kadinin 1930'lu yillarda seçme-seçilme hakkini elde edisi dis dünyada yanki uyandirmakta gecikmedi. Nitekim 1935 Uluslararasi Kadinlar Kongresi'nin Türkiye'de toplanmasinin temel gerekçesi buydu. Ancak Anglosakson çevrelerin etkin oldugu kongre Ankara'yi kaygilandirmis, vurgulanan baris söylemi Almanya ve Italya karsisinda iktidari güç durumda birakmisti. Bundan böyle Türkiye'de ilk feminist dalga son buluyor, kadin hareketi otuz yillik bir uykuya yatiyordu.Zafer Toprak, Türkiye'de Kadin Özgürlügü ve Feminizm adli kitabinda özgün kaynaklardan yola çikarak 20. yüzyilin ilk yarisinda ülkede toplumsal dönüsümün ana eksenini olusturan kadinin özgürlük mücadelesini ve kazanimlarini anlatiyor.(Tanitim Bülteninden)

1908 Jön Türk Devrimi'yle birlikte özgürlükten esitlige, uluslasmadan laiklige, gündemdeki tüm temel dönüsümler bir anlamda kadina odaklanmisti. Geçmiste kadin "aile"nin bir parçasiydi; ayri bir kimligi yoktu. Oysa Mesrutiyet söylemiyle kadin bireysellesiyor, bedenini algiliyor, kendine özgü kimlik kazaniyordu. Cihan Harbi, tüm dünyada oldugu gibi Türkiye'de de kadini daha bir görünür kildi. Yoksulluk ile özgürlük atbasi gitti. Mütareke'yle birlikte geçmisin hiyerarsik yapilari kismen çöktü; özel yasam alani köklü dönüsümlere ugradi. Artik, geleneksel aile iliskileri "özgür kadin" karsisinda yetersiz kaliyordu. Cumhuriyet, ulus-devlet insa sürecinde "asrî kadin"dan yeni görevler beklerken onu ayni zamanda zapturapt altina aldi. Son kertede Cumhuriyet, biyolojik kimligini koruyarak kadina yurttas kimligi kazandirdi. Kadinin 1930'lu yillarda seçme-seçilme hakkini elde edisi dis dünyada yanki uyandirmakta gecikmedi. Nitekim 1935 Uluslararasi Kadinlar Kongresi'nin Türkiye'de toplanmasinin temel gerekçesi buydu. Ancak Anglosakson çevrelerin etkin oldugu kongre Ankara'yi kaygilandirmis, vurgulanan baris söylemi Almanya ve Italya karsisinda iktidari güç durumda birakmisti. Bundan böyle Türkiye'de ilk feminist dalga son buluyor, kadin hareketi otuz yillik bir uykuya yatiyordu.Zafer Toprak, Türkiye'de Kadin Özgürlügü ve Feminizm adli kitabinda özgün kaynaklardan yola çikarak 20. yüzyilin ilk yarisinda ülkede toplumsal dönüsümün ana eksenini olusturan kadinin özgürlük mücadelesini ve kazanimlarini anlatiyor.(Tanitim Bülteninden)
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 54,60    54,60   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat