9786055107802
435747
https://www.merkezkitabevi.com/ucurtma-mevsimi
Uçurtma Mevsimi
18.48
Daha ilk kitabindan kendisine genis bir okuyucu kitlesi edinen Kaan Murat Yanik, öyküleriyle devam ediyor yolculuguna. Çesitli dönemlere dair anlatilarinin yani sira günümüzde geçen öyküleri Uzakdogu'dan Avrupa'ya dünyanin çesitli mekânlarini mesken tutuyor. Daha önemlisi, Uçurtma Mevsimi'nde kendini ve dünyasini katmayi basariyor yazdiklarina.Günes bulutlarin ardindan gögsünü öne çikararak ilerledi, içinde herkese yetecek kadar felaket tasiyor gibiydi, kizillasti, bir derdi vardi belli ki. Gitgide kabardi, kabardi, çatladi sonunda. O çatlaktan bir kiz düstü yere. Portakala benziyordu bu kiz. Her yerinden buhur tütüyordu ve o da kendi sessizliginin yegâne dinleyicisiydi.Kum zerrelerinin dansi bitmis, rüzgâr çölü çirpmaya baslamisti. Milyonlarca kum tanesi dumanlari ile beraber göge yükseliyor, yer çekimine mukavemet göstermeden yere düsüp hiçlige karisiyorlardi.Kiz turuncu gözlerini adamin üstünde dolastirdi; adamin neresine baksa orada bir yara açiliyor, beyaz renk kan süzülüyordu topraga. Elleriyle bastirmaya çalisti adam patlayan yerlerini. Kiza arkasini döndü, bacaklarini karnina çekip yan yatti.Kiz yanina yaklasti adamin, ellerini bileklerine sürdü üç kez, “Hadi gidelim,” dedi.“Gitmeyelim,” dedi adam ürkerek, “çok yorgunum.”“Gidelim,” dedi kiz tekrar. “Bak, rüzgâr da hizlandi.”“Uyursak geçmez mi, içimde görünmeyen yüzlerce yara var,” dedi adam.“Olur arada böyle, uyursak geçmez belki ama uçurtma uçursak kesin geçer,” dedi kiz.
Daha ilk kitabindan kendisine genis bir okuyucu kitlesi edinen Kaan Murat Yanik, öyküleriyle devam ediyor yolculuguna. Çesitli dönemlere dair anlatilarinin yani sira günümüzde geçen öyküleri Uzakdogu'dan Avrupa'ya dünyanin çesitli mekânlarini mesken tutuyor. Daha önemlisi, Uçurtma Mevsimi'nde kendini ve dünyasini katmayi basariyor yazdiklarina.Günes bulutlarin ardindan gögsünü öne çikararak ilerledi, içinde herkese yetecek kadar felaket tasiyor gibiydi, kizillasti, bir derdi vardi belli ki. Gitgide kabardi, kabardi, çatladi sonunda. O çatlaktan bir kiz düstü yere. Portakala benziyordu bu kiz. Her yerinden buhur tütüyordu ve o da kendi sessizliginin yegâne dinleyicisiydi.Kum zerrelerinin dansi bitmis, rüzgâr çölü çirpmaya baslamisti. Milyonlarca kum tanesi dumanlari ile beraber göge yükseliyor, yer çekimine mukavemet göstermeden yere düsüp hiçlige karisiyorlardi.Kiz turuncu gözlerini adamin üstünde dolastirdi; adamin neresine baksa orada bir yara açiliyor, beyaz renk kan süzülüyordu topraga. Elleriyle bastirmaya çalisti adam patlayan yerlerini. Kiza arkasini döndü, bacaklarini karnina çekip yan yatti.Kiz yanina yaklasti adamin, ellerini bileklerine sürdü üç kez, “Hadi gidelim,” dedi.“Gitmeyelim,” dedi adam ürkerek, “çok yorgunum.”“Gidelim,” dedi kiz tekrar. “Bak, rüzgâr da hizlandi.”“Uyursak geçmez mi, içimde görünmeyen yüzlerce yara var,” dedi adam.“Olur arada böyle, uyursak geçmez belki ama uçurtma uçursak kesin geçer,” dedi kiz.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 18,48 | 18,48 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.