9786055063832
434931
https://www.merkezkitabevi.com/yenicag-felsefesinde-apriori-problemi
Yeniçağ Felsefesinde Apriori Problemi
136.50
Bir felsefe disiplini olarak Epistemoloji belki metafizik, etik, estetik, tarih, dil vb. felsefeleri kadar ilgi çekmez. Ama modern çagin baslangicinda yeni bilimlerin ortaya çikmasinda kanun özelligi kazanan bilgiler ile bunlarin etrafinda zuhur eden yeni problemler örgüsü üzerindeki düsüncelerin son derece belirleyici etkisi olur.Insan bilgisinin sinirlarinin nerede baslayip nerede bittigi; bilginin kaynagi ve kökeni; süpheye yer birakmayacak sekilde kesin bilginin mümkün olup olmadigi; insanin bilme yetenegi ve neyi bilip neyi bilemeyecegi gibi sorular ve tartismalar üzerinden Bati düsüncesinin sekillendigini ve dünyadaki diger düsünüs biçimlerinden ayrildigini görürüz.Varligin bir bütün olarak kavranilmasinda insanin varliktaki yerinin belirlenmesi bakimindan, bilgi sinirlari içinde insan görüsünün tebarüz ettirilmesi üzerine yapilan bu tartismalarda bir yanda Descartes, Leibniz gibi Kita felsefecilerinin, rasyonalistlerin akilda dogustan a priori bilgilerin, idelerin ve ilkelerin oldugu, kesin bilgilerin yaniltici bilgiden ayrilabilecegi gibi düsünceleri varken, diger yanda Locke, Hume gibi Ingiliz empiristlerin zihnin tabula rasa oldugu, tecrübenin ve ampirik verilerin mutlaklasmasi düsünceleri yer alir.Ve tüm bunlarin üzerinde Kant'in elestirel düsüncesi yükselir. Bilme ugrasinin hem metafizik hem de bilim olma yönünde, "kavramsiz algilar kör, algisiz kavramlar bostur" diyerek kriterleri belirleyen odur. Yeniçag'da yeni bilimlerin ortaya çikmasinda ve insanin bilme gücünün özgüven patlamasi yasamasinda tüm bu tartismalarin, ve neticesinde de, Bati düsüncesinde bilginin sinirlarini kesin olarak çizen Kant'in rolü büyüktür.
Bir felsefe disiplini olarak Epistemoloji belki metafizik, etik, estetik, tarih, dil vb. felsefeleri kadar ilgi çekmez. Ama modern çagin baslangicinda yeni bilimlerin ortaya çikmasinda kanun özelligi kazanan bilgiler ile bunlarin etrafinda zuhur eden yeni problemler örgüsü üzerindeki düsüncelerin son derece belirleyici etkisi olur.Insan bilgisinin sinirlarinin nerede baslayip nerede bittigi; bilginin kaynagi ve kökeni; süpheye yer birakmayacak sekilde kesin bilginin mümkün olup olmadigi; insanin bilme yetenegi ve neyi bilip neyi bilemeyecegi gibi sorular ve tartismalar üzerinden Bati düsüncesinin sekillendigini ve dünyadaki diger düsünüs biçimlerinden ayrildigini görürüz.Varligin bir bütün olarak kavranilmasinda insanin varliktaki yerinin belirlenmesi bakimindan, bilgi sinirlari içinde insan görüsünün tebarüz ettirilmesi üzerine yapilan bu tartismalarda bir yanda Descartes, Leibniz gibi Kita felsefecilerinin, rasyonalistlerin akilda dogustan a priori bilgilerin, idelerin ve ilkelerin oldugu, kesin bilgilerin yaniltici bilgiden ayrilabilecegi gibi düsünceleri varken, diger yanda Locke, Hume gibi Ingiliz empiristlerin zihnin tabula rasa oldugu, tecrübenin ve ampirik verilerin mutlaklasmasi düsünceleri yer alir.Ve tüm bunlarin üzerinde Kant'in elestirel düsüncesi yükselir. Bilme ugrasinin hem metafizik hem de bilim olma yönünde, "kavramsiz algilar kör, algisiz kavramlar bostur" diyerek kriterleri belirleyen odur. Yeniçag'da yeni bilimlerin ortaya çikmasinda ve insanin bilme gücünün özgüven patlamasi yasamasinda tüm bu tartismalarin, ve neticesinde de, Bati düsüncesinde bilginin sinirlarini kesin olarak çizen Kant'in rolü büyüktür.
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 136,50 | 136,50 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.