9786057537997
454837
https://www.merkezkitabevi.com/zindandan-haykiris
Zindandan Haykırış
153.12
Dördüncü koğuştayız. Hava yağmurlu, yerler ıslak... Sanki mahkûmların gözyaşları ıslatmıştı beton avlumuzu. Güneş, müşadiye koğuşlarının bulunduğu duvara yeni yeni yansıyordu. O köşe biraz daha ısınmıştı. Gidip sırtımı o duvara yasladım. Hapishanede öğreneceğiniz en önemli kaide budur; ‘sırtını duvardan başkasına dayamayacaksın!'
demir kapı yine o iğrenç sesi ile açıldı. Beş-altı mahkûm getirildi avluya. Gardiyan, ‘hadi Allah kurtarsın' diyerek bıraktı mahkûmları. Birkaç genç ve yaşlı bir dayı
yoksa sabah haberini okuduğum cinayet zanlısı dayı mıydı? Evet, benziyordu. Demek bizim koğuşa verilmiş. Ulucanlar, bu ezgin dayıyı da misafir edecekti artık Sevecekti, güvenecekti, kardeş bilecekti beni. ‘Zaten içeride ölürüm kardaş' diyordu ama bir emanet bırakmıştı geriye. Aklı ondaydı ezgin dayımızın
- Zaza, kızın kolundan tutup balkona götürdüm. Silahımda beş mermim vardı. Ağladı, yalvardı... Kafasına dört kez ateş ettim...
- Dayı çocuğu öyle bırakmadın, ona da bir tane sıktın değil mi?..
- Son mermiyi zaten çocuğa ayırmıştım Zaza çünkü o da raconun bu olduğuna inanıyordu
kanımı emmeye çalışan sivri sinekleri bile öldürmeyen merhametli biri iken, masum bir çocuğun, babası tarafından öldürülmesi gerektiğini söyleyecek kadar zalimleşebiliyordum...
Peki neden..!
demir kapı yine o iğrenç sesi ile açıldı. Beş-altı mahkûm getirildi avluya. Gardiyan, ‘hadi Allah kurtarsın' diyerek bıraktı mahkûmları. Birkaç genç ve yaşlı bir dayı
yoksa sabah haberini okuduğum cinayet zanlısı dayı mıydı? Evet, benziyordu. Demek bizim koğuşa verilmiş. Ulucanlar, bu ezgin dayıyı da misafir edecekti artık Sevecekti, güvenecekti, kardeş bilecekti beni. ‘Zaten içeride ölürüm kardaş' diyordu ama bir emanet bırakmıştı geriye. Aklı ondaydı ezgin dayımızın
- Zaza, kızın kolundan tutup balkona götürdüm. Silahımda beş mermim vardı. Ağladı, yalvardı... Kafasına dört kez ateş ettim...
- Dayı çocuğu öyle bırakmadın, ona da bir tane sıktın değil mi?..
- Son mermiyi zaten çocuğa ayırmıştım Zaza çünkü o da raconun bu olduğuna inanıyordu
kanımı emmeye çalışan sivri sinekleri bile öldürmeyen merhametli biri iken, masum bir çocuğun, babası tarafından öldürülmesi gerektiğini söyleyecek kadar zalimleşebiliyordum...
Peki neden..!
Dördüncü koğuştayız. Hava yağmurlu, yerler ıslak... Sanki mahkûmların gözyaşları ıslatmıştı beton avlumuzu. Güneş, müşadiye koğuşlarının bulunduğu duvara yeni yeni yansıyordu. O köşe biraz daha ısınmıştı. Gidip sırtımı o duvara yasladım. Hapishanede öğreneceğiniz en önemli kaide budur; ‘sırtını duvardan başkasına dayamayacaksın!'
demir kapı yine o iğrenç sesi ile açıldı. Beş-altı mahkûm getirildi avluya. Gardiyan, ‘hadi Allah kurtarsın' diyerek bıraktı mahkûmları. Birkaç genç ve yaşlı bir dayı
yoksa sabah haberini okuduğum cinayet zanlısı dayı mıydı? Evet, benziyordu. Demek bizim koğuşa verilmiş. Ulucanlar, bu ezgin dayıyı da misafir edecekti artık Sevecekti, güvenecekti, kardeş bilecekti beni. ‘Zaten içeride ölürüm kardaş' diyordu ama bir emanet bırakmıştı geriye. Aklı ondaydı ezgin dayımızın
- Zaza, kızın kolundan tutup balkona götürdüm. Silahımda beş mermim vardı. Ağladı, yalvardı... Kafasına dört kez ateş ettim...
- Dayı çocuğu öyle bırakmadın, ona da bir tane sıktın değil mi?..
- Son mermiyi zaten çocuğa ayırmıştım Zaza çünkü o da raconun bu olduğuna inanıyordu
kanımı emmeye çalışan sivri sinekleri bile öldürmeyen merhametli biri iken, masum bir çocuğun, babası tarafından öldürülmesi gerektiğini söyleyecek kadar zalimleşebiliyordum...
Peki neden..!
demir kapı yine o iğrenç sesi ile açıldı. Beş-altı mahkûm getirildi avluya. Gardiyan, ‘hadi Allah kurtarsın' diyerek bıraktı mahkûmları. Birkaç genç ve yaşlı bir dayı
yoksa sabah haberini okuduğum cinayet zanlısı dayı mıydı? Evet, benziyordu. Demek bizim koğuşa verilmiş. Ulucanlar, bu ezgin dayıyı da misafir edecekti artık Sevecekti, güvenecekti, kardeş bilecekti beni. ‘Zaten içeride ölürüm kardaş' diyordu ama bir emanet bırakmıştı geriye. Aklı ondaydı ezgin dayımızın
- Zaza, kızın kolundan tutup balkona götürdüm. Silahımda beş mermim vardı. Ağladı, yalvardı... Kafasına dört kez ateş ettim...
- Dayı çocuğu öyle bırakmadın, ona da bir tane sıktın değil mi?..
- Son mermiyi zaten çocuğa ayırmıştım Zaza çünkü o da raconun bu olduğuna inanıyordu
kanımı emmeye çalışan sivri sinekleri bile öldürmeyen merhametli biri iken, masum bir çocuğun, babası tarafından öldürülmesi gerektiğini söyleyecek kadar zalimleşebiliyordum...
Peki neden..!
Iyzico ile güvenli ödeme
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 153,12 | 153,12 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.